YAZARLAR

18 Haziran 2025 Çarşamba, 15:30

Ankara Beypazarı ve Hamamönü'nde Tarihin Sanatla Dansı: Kültürel Mirasın Yeniden Canlandırılması Üzerine Bir Değerlendirme

Kentler, yaşayan organizmalar gibi sürekli bir değişim ve dönüşüm içindedir. Bu dinamik süreçte en büyük zorluklardan biri, kentin tarihi dokusunu ve kültürel mirasını koruyarak onu modern yaşamın ihtiyaçlarıyla bütünleştirmektir. Geçmişin ihmal edilmiş, yıkılmaya yüz tutmuş yapılarının yeniden işlevlendirilerek kültüre ve topluma kazandırılması, kentsel belleğin korunması ve sürdürülebilirliği açısından hayati bir önem taşır. Ankara'nın Beypazarı ilçesi ve merkez Hamamönü'nün geçirdiği restorasyon ve dönüşüm süreci tipik örnek model olarak öne çıkan yerlerdir.  Bir zamanların harabe, viran, metruk ve güvensiz bölgeleri, bugün sanatın, zanaatın ve sosyal hayatın merkezi haline gelerek, tarihi yapıların nasıl başarılı bir şekilde sanat merkezlerine dönüştürülebileceğini gözler önüne sermekle birlikte kimsenin hayal bile edemeyeceği kadar ekonomik ve kültürel hayata yansımaları olmaktadır. Bugünkü yazımızda Hamamönü’ndeki değişimleri konu edeceğiz.

Tarihin Tozlu Sayfalarından Canlı Kültür Sokaklarına: Hamamönü'nün Dünü ve Bugünü

Hamamönü, 19. yüzyıl sivil mimarisinin özgün örneklerini barındıran, Cumhuriyet'in ilk yıllarında önemli şahsiyetlere ev sahipliği yapmış tarihi bir Ankara mahallesidir. Ancak zamanla, başkentin modern bölgelere doğru büyümesiyle birlikte ihmal edilmiş, sosyal ve fiziksel bir çöküntü alanı haline gelmiştir. Bölgede tipik mimari ahşap cumbalı evler, bakımsızlık nedeniyle harabeye dönmüş ve özgün kimliğini yitirme tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır.

2000'li yılların ortalarında Altındağ Belediyesi tarafından başlatılan kapsamlı "Hamamönü Kentsel Tasarım ve Sağlıklaştırma Projesi," bölgenin kaderini tamamen değiştirmiştir.¹ Bu proje, sadece kent mimarisinin fiziki olarak onarılmasını değil, aynı zamanda bölgeye yeni bir ruh, işlev ve kimlik kazandırmayı hedeflemiştir. Restorasyon çalışmaları, yapıların özgün mimari özelliklerine sadık kalınarak titizlikle yürütülmüştür. Asıl dönüştürücü hamle ise, bu tarihi konakların "yeniden işlevlendirilmesi" (adaptive reuse) konseptiyle sanat ve kültür mekanlarına çevrilmesi olmuştur. Bugün bu mekanlarda Tasavvuf Müziğinden, Türk Halk Müziğine, Türk Sanat Müziğine adeta geçmişle bugünü harmanlayan kültür ve sanat merkezleri canlanmaktadır. Burası Ankara’da yaşayanların ve Ankara’ya yolu düşenlerin uğrak yeri olmuştur. Konakların işlevlerini yapılan kültürel pratikleri başka bir yazıda ayrıntılı olarak inceleyeceğiz.

"Yeniden İşlevlendirme" Modeli: Yapıları Yaşatmak

Tarihi yapıların korunmasında en etkili yöntemlerden biri, onları statik birer müze objesi olmaktan çıkarıp, yaşayan mekanlar haline getirmektir. "Yeniden işlevlendirme," bir yapının orijinal işlevini yitirdiğinde, onun tarihi ve mimari kimliğine zarar vermeden yeni bir kullanım amacı kazandırma pratiğidir. ² Bu yönü ile bütünlük arzeden Ankara Kalesi ve Anadolu Medeniyetleri müzesi ile bütünleşik tarihi gözler önüne sermektedir. Hamamönü'ndeki evler, bu modelin başarılı bir uygulamasıdır. Butik otellere, kafelere ve restoranlara dönüştürülen yapıların yanı sıra, projenin kültürel bel kemiğini oluşturan çok sayıda konak, sanat ve zanaat atölyesi olarak kapılarını açmıştır.

Bu dönüşümle birlikte, geleneksel el sanatları modern bir yorumla yeniden hayat bulmuştur. Ebru, hat, tezhip, gümüş işçiliği, cam sanatları ve ahşap oymacılığı gibi birçok sanat ve zanaat dalı, bu tarihi evlerin cumbalı odalarında icra edilmeye başlanmıştır. Sanatçılar hem üretim yapmakta hem de ziyaretçilere yönelik atölye çalışmaları düzenleyerek bu kadim bilgiyi yeni nesillere aktarmaktadır. Böylece tarihi mekân, sanatın üretildiği, deneyimlendiği ve paylaşıldığı dinamik bir merkez haline gelmiştir. Ziyaretçiler, taş döşeli sokaklarda gezerken bir yandan tarihi mimarinin keyfini çıkarırken, diğer yandan bir sanat atölyesine girip ustanın çalışmasını izleme veya bir etkinliğe katılma imkânı bulmaktadır.

Ülkemiz adeta açık hava müzesi ve tarihi yapılarla doludur. Göreme, Ürgüp Peri Bacaları, Ihlara Vadisi, , Safranbolu, Göynük vb yer tarihi yöre kalkınmasında ciddi ekonomik katkı sağlayan mekanlar olarak dikkat çekicidir.

Sosyo-Kültürel ve Ekonomik Etkiler

Hamamönü'nün bir sanat merkezine dönüşmesi, bölgeye çok katmanlı faydalar sağlamıştır.

Kültürel Canlanma ve Turizm: Proje, Ankara'nın genellikle "gri şehir" olarak anılan imajını değiştirerek, başkente önemli bir kültürel çekim merkezi kazandırmıştır.³ Yerli ve yabancı turistler için popüler bir destinasyon haline gelen Hamamönü, kentin turizm gelirlerine de pozitif katkı sağlamıştır.

Sanatçı ve Zanaatkarlara Alan Açılması: Sanatçılar için hem üretim yapabilecekleri hem de eserlerini doğrudan halka sunabilecekleri uygun maliyetli mekanlar oluşturulmuştur. Bu durum, sanatsal üretimin sürdürülebilirliğine destek olmuştur.

Kentsel Belleğin Korunması: Mehmet Akif Ersoy'un İstiklal Marşı'nı yazdığı Taceddin Dergâhı gibi simgesel yapıların da bulunduğu bölgenin bütüncül olarak korunması, kentin kolektif hafızasının canlı tutulmasını sağlamıştır.

Ancak bu tür büyük ölçekli kentsel dönüşüm projeleri, "soylulaştırma" (gentrification) ve "ticarileşme" gibi bazı tartışmaları da beraberinde getirebilir. Projenin başarısının, bölgenin özgün ruhunu ve samimiyetini ticari kaygıların gölgesinde bırakmaması için dikkatli bir denge politikası izlenmesi gerekmektedir. ⁴

Sonuç

Ankara Hamamönü'ndeki tarihi evlerin sanat merkezlerine dönüştürülmesi projesi, Türkiye'de kültürel mirasın korunması ve yeniden değerlendirilmesi alanında bir başarı hikayesidir. İhmal edilmiş tarihi dokunun, doğru bir vizyon ve planlama ile nasıl canlı, üretken ve sosyal bir alana dönüşebileceğini göstermiştir. Hamamönü, eski yapıların sadece taş ve ahşaptan ibaret olmadığını; onlara yeni bir ruh ve işlev verildiğinde, bir kentin kültürel ve sosyal yaşamını zenginleştiren paha biçilmez varlıklar haline gelebileceğini kanıtlamıştır. Bu model, benzer durumdaki diğer tarihi bölgeler için de ilham verici bir örnek teşkil etmektedir.

Dr. Murat KARABULUT
Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi
mkarabulut@gazeteankara.com.tr
Gazete Ankara DHP I Köşe Yazarı
www.gazeteankara.com.tr
“Türkiye'nin kalbi Ankara'nın sesi”

Dipnotlar

Altındağ Belediyesi, Hamamönü Kentsel Tasarım ve Sağlıklaştırma Projesi Tanıtım Kitapçığı, (Ankara: Altındağ Belediyesi Yayınları, 2011), s. 8-12.
AYDIN, D., "Tarihi Çevrede Yeniden İşlevlendirme Kavramı ve Yöntemleri," Mimarlık Dergisi, Sayı 340, (2008), s. 25-29.
ÖZDEMİR, S., "Kentsel Dönüşüm Projelerinin Kent İmajına Etkisi: Hamamönü Örneği," Şehir ve Toplum Dergisi, Cilt 5, Sayı 2, (2015), s. 112-128.
ERGUN, N., Kent, Kültür ve Yabancılaşma, (İstanbul: Bağlam Yayıncılık, 2017), s. 94-98.

Kaynakça

Altındağ Belediyesi. (2011). Hamamönü Kentsel Tasarım ve Sağlıklaştırma Projesi Tanıtım Kitapçığı. Ankara: Altındağ Belediyesi Yayınları.

AYDIN, D. (2008). "Tarihi Çevrede Yeniden İşlevlendirme Kavramı ve Yöntemleri." Mimarlık Dergisi, Sayı 340, 25-29.

ERGUN, N. (2017). Kent, Kültür ve Yabancılaşma. İstanbul: Bağlam Yayıncılık.

GÜNAY, Z. (2013). Preservation and Regeneration of Urban Heritage: A Case Study of Hamamönü, Ankara. ODTÜ Mimarlık Fakültesi Dergisi, Cilt 30, Sayı 1, 45-62.

ÖZDEMİR, S. (2015). "Kentsel Dönüşüm Projelerinin Kent İmajına Etkisi: Hamamönü Örneği." Şehir ve Toplum Dergisi, Cilt 5, Sayı 2, 112-128.

YORUM YAP

Yorumu Gönder

YORUMLAR (0)