Değerli Okurlarımız, bu yazımız İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği “3. Suyun Hafızası: İlk Damladan Sonsuzluğa” temalı kısa film yarışması duyurusundan esinlenilerek yazılmıştır. Sanatın gücüyle suyun hikâyesini yeniden düşünmeye, geçmişten bugüne taşıdığı mirası fark etmeye davet eden bu çağrıya kulak vermemiz son derece önem arz ediyor. Önemsenmesi, dikkate alınması ve okunması dileğiyle... İnsanoğlunun tarihi, suyun tarihiyle iç içe yazılmıştır. Medeniyetler nehirlerin kıyısında doğmuş, göllerin ve kaynakların etrafında gelişmiş; savaşlar, göçler ve barışlar çoğu zaman suyun varlığı ya da yokluğu üzerinden şekillenmiştir. Bugün de iklim krizinin en somut etkilerini yine suyun üzerinden deneyimliyoruz: kuraklık, sel felaketleri, artan susuzluk endişesi… Tüm bu gerçekler, suyun sadece yaşam kaynağı değil, aynı zamanda kültürel bir hafıza taşıyıcısı olduğunu bizlere hatırlatıyor.
Değerli okuyucularımız, bugünkü yazımızda, Müslümanların tarih boyunca ve günümüzde maruz kaldığı imtihanlar, iç zaaflar ve dış müdahaleler ele alınacak; ayrıca Türkiye’nin İslam coğrafyasındaki stratejik ve çözüm odaklı rolü küçük başlıklar halinde irdelenecektir. Ve konunun önemine binaen haliyle diğer yazılarımızdan biraz daha uzun olacaktır. Sıkılmadan okumanız dileğiyle…
Enerji politikaları, ülkelerin bağımsızlığını, ekonomik sürdürülebilirliğini ve çevresel sorumluluğunu belirleyen en kritik alanlardan biridir. Türkiye, bugün tam da böyle bir yol ayrımında: Fosil yakıt bağımlılığını azaltarak yenilenebilir enerjiye geçiş mi, yoksa kısa vadeli rahatlık uğruna eski alışkanlıkların devamı mı edeceğiz?
Gazetelerin kalabalık manşetlerinde, dünyaya dair acı gerçekler sıkça karşımıza çıkar: Bir yerde savaş, bir yerde açlık, başka bir yerde güç gösterisi… Ama bazen bütün bu karmaşayı özetleyen tek bir cümle, insanı derin derin düşündürmeye yeter: “Sular yükselince balıklar karıncaları yer. Sular çekilince de karıncalar balıkları yer. Kimse bugünkü üstünlüğüne güvenmemelidir. Çünkü kimin kimi yiyeceğine ‘suyun akışı’ karar verir [Kızılderili Atasözü]”
Dünyamızın farklı köşelerinde yaşanan acılar, bazen uzak bir haberden öteye geçmez. Ancak Gazze ve Doğu Türkistan’da yaşanan insan hakları ihlalleri, yalnızca ilgili toplumları değil, insanlığın vicdanını da sarsıyor. Hem İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları hem de Çin’in Doğu Türkistan’daki politikaları, uluslararası raporlara göre ciddi boyutlarda hak ihlallerini ortaya koyuyor. Bu iki farklı coğrafya, farklı tarihi ve kültürel bağlamlara sahip olsa da ortak bir trajediyi paylaşıyor: İnsan onurunun ihlali.
"Kalem kılıçtan keskindir" atasözü, insanlık tarihinin en temel derslerinden birini hatırlatır: Fikirler, şiddet ve zor kullanmaktan daha kalıcı ve etkili olabilir. Bu gazete makalesi; atasözünün tarihsel kökenlerini, kültürel yansımalarını ve toplumsal etkilerini incelemekte; kalemin gücünün, kılıcın geçici zaferlerinden çok daha uzun ömürlü olduğunu savunmaktadır.
Toplumların geleceğini inşa edenler yalnızca politikacılar, mühendisler ya da bilim insanları değildir. Onların da öğretmenleri vardır. Bir bireyin kişilik kazanımında, değerler dünyasında, hayata bakışında anne ve babadan sonra en güçlü iz bırakan hiç kuşkusuz öğretmendir. Ve genç öğretmen adayı, sen işte bu yolculuğa çıkıyorsun.
Her büyük başarı, küçük bir hayalle başlar. Hayal edenin cesareti, azmi ve tutkusuyla birleştiğinde ise ortaya değişim yaratan sonuçlar çıkar. TEKNOFEST 2025’te Gazi Üniversitesi öğrencilerimiz, bu gerçeği bir kez daha gözler önüne serdi. Onlar sadece ödül kazanmadılar; ülkemizin geleceğine umut, inovasyona ilham ve genç beyinlere örnek oldular.
Yapay zekâ, çağımızın en önemli teknolojik dönüşüm alanlarından biridir. Büyük dil modelleri (LLM-Large Language Model) ve üretken yapay zekâ araçları, insana benzer cevaplar üretme kabiliyetleriyle hayatın her alanına nüfuz ediyor. Ancak bu hızlı ilerlemenin gölgesinde, dikkat çekici ve çoğu zaman tehlikeli bir olgu var: Yapay zekâ halüsinasyonları.
22 Eylül 2025 Pazartesi sabahı birçok Üniversitemiz açılıyor… Güneş, ülkemizin dört bir yanındaki okul bahçelerine, üniversite kampüslerine ve dersliklere doğarken, yalnızca yeni bir gün değil, aynı zamanda yeni bir eğitim-öğretim yılı da başlayacaktır. Sevgili gençlerimiz ve onların yolunu aydınlatan kıymetli öğretim elemanlarımız, yine umutla ve heyecanla yeni bir dönemin kapısını aralayacaklar.
“Günün manşetleri ve en çok okunan haberlerinden ilk siz haberdar olmak istiyorsanız e-posta adresinizi Gazete ANKARA e-bültenine kayıt edebilirsiniz!”
Nasuh Akar Mah. Türk Ocağı Cad. No:28/3, 06520 Çankaya/ ANKARA
+90 (312) 285 63 33
+90 (312) 285 63 33
www.gazeteankara.com.tr
bilgi@gazeteankara.com.tr
Haber Sisteminin Android/ iPhone/ iPad Uygulamaları mobil cihazlar üzerinden anlık olarak takip edilebilmesi amacıyla tasarlanmıştır.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK kapsamında toplanıp işlenir. Detaylı bilgi almak için Aydınlatma Metnimizi inceleyebilirsiniz.