YAZARLAR

  • 23 Haziran 2025, Pazartesi

İklim Krizi ve Afetler Çağında Türkiye’nin Geleceği: Arazi Yönetimi Şarttır

Türkiye, ekonomik büyüme ve kalkınma yolunda ilerlemeye çalışırken, aynı zamanda kritik risklerle de karşı karşıya kalmaktadır. Özellikle iklim değişikliği ve doğal afetler, bu yolculuğun önündeki en büyük tehditler arasındadır. Sürdürülebilir bir kalkınma modeli oluşturabilmek için Türkiye’nin, bu risklerle yüzleşmesi ve yapısal dönüşümler gerçekleştirmesi artık ertelenemez bir zorunluluk hâline gelmiştir.

  • 22 Haziran 2025, Pazar

Dünya  3. Savaşın Eşiğinde mi? Küresel Dengeler, Tehditler ve Çözüm Önerileri

Dünyamız, tarih boyunca defalarca büyük savaşların eşiğine gelmiş, zaman zaman bu felaketlere sürüklenmiştir. Bugün de benzer bir kırılma eşiğinde olduğumuz yönünde ciddi emareler bulunmaktadır. Özellikle Rusya-Ukrayna Savaşı ve Orta Doğu’daki istikrarsızlıklar, küresel güç dengelerini zorlayan gelişmelerdir.

  • 21 Haziran 2025, Cumartesi

Türkiye’nin Sessiz Gücü: Arazi Yönetimiyle Geleceğe Yön Vermek

Değerli Gazete Ankara okuyucuları, bugünkü yazımız 19 Haziran 2025 tarihli “Şehirleri Betonla Değil, Birlikte İnşa Edelim: Türkiye’nin Geleceği İçin Milli Bir Çağrı başlıklı yazımızın bir devamı niteliğindedir.

  • 20 Haziran 2025, Cuma

Küresel Güçlerin Oyun Bahçesi: Ortadoğu’da Yükselen Jeopolitik Gerilimler

Ortadoğu… Medeniyetlerin beşiği, peygamberlerin yolu, insanlığın kalbi… Ama ne gariptir ki, bu topraklarda gözyaşı ve kan hiç eksik olmadı. Bugün de değişen bir şey yok. Yeni ittifaklar, yeni liderler, yeni silahlar… Ama acılar hâlâ aynı şekilde devam ediyor.

  • 18 Haziran 2025, Çarşamba

Kızıl Düve Ritüeli: Üçüncü Tapınak, Ortadoğu'da Yeni Bir Dönem ve Dini Mirasın Siyasi Yansımaları

Değerli okuyucularımız; bu yazı, Kızıl Düve ritüelinin tarihsel ve dini bağlamını, Üçüncü Tapınak inancını ve bu gelişmelerin bölgesel etkilerini ele almayı amaçlamaktadır. Gelecekteki gelişmeler, bu konunun daha da derinleşmesine ve uluslararası ilişkilerde yeni dinamiklerin ortaya çıkmasına neden olabilecek potansiyele sahiptir!

  • 17 Haziran 2025, Salı

Bir Avuç Toprak İçin Yor Kendini: Ölümden Başkası Yalan

İnsan garip bir varlık. Daha bebekken elimize oyuncak tutuşturuyorlar, büyüyünce diploma, sonra tapu senetleri, maaş bordroları… Hep sahip olmanın, biriktirmenin peşindeyiz. Oysa bu telaşın sonu hep aynı: Geldiğimiz gibi gidiyoruz. Ne tapular geliyor bizimle, ne paralar, ne de şöhret. Milyonların da olsa, cebinde beş kuruş da olsa, sonuçta beş metrekarelik bir kefene sarılıp toprağa karışıyoruz. "Bu dünyada ölümden başka her şey yalan."

  • 15 Haziran 2025, Pazar

Türkiye’de Hayat Pahalılığı ve Yüksek Enflasyon: Kimin Ne Yapması Gerekiyor?

Türkiye’de son yıllarda hayat pahalılığı halkın gündeminden düşmüyor. Pazara çıkan da markete giren de kira ödeyen de aynı cümleyle söze başlıyor: “Her şey çok pahalı!” Peki, bu tablo neden oluştu? Suç sadece dış güçlerde mi? Yoksa içeride yanlış ekonomi politikaları mı uygulandı? Gelin, meseleye birlikte bakalım ve çözüm yollarını konuşalım.

 

  • 15 Haziran 2025, Pazar

Doçentlik Kriterleri Üzerine Küresel Bir Bakış: Türkiye İçin Neler Yapılabilir?

Geçtiğimiz günlerde (14 Haziran 2025, Gazete Ankara) kaleme aldığım "Doçentlik Kriterleri ve Akademik Adalet: Akademisyen Yayın Robotu Değildir" başlıklı yazıda, Türkiye’deki doçentlik sisteminin temel sorunlarını ve akademik adalet kaygılarını dile getirmiştik. O yazıda özellikle şunu vurgulamıştık: Bilim insanı nicelik yarışının kölesi değil; nitelikli bilgi üretiminin öznesidir.

Bugün o yazının devamı niteliğinde bir değerlendirme yapıyor ve bu kez Türkiye’deki sistemimizi, dünyadaki başarılı örneklerle karşılaştırarak masaya yatırıyoruz. ABD’den Finlandiya’ya, Almanya’dan Güney Kore’ye kadar birçok ülkede akademik yükseltme nasıl işliyor? Türkiye için bu tablodan hangi dersleri çıkarmalıyız?

  • 14 Haziran 2025, Cumartesi

Doçentlik Kriterleri ve Akademik Adalet: Akademisyen Yayın Robotu Değildir

Türkiye’de yükseköğretim sistemi, 1980’li yıllardan bu yana niceliksel büyüme odaklı bir gelişim çizgisi izlemiştir. Üniversite sayıları hızla artmış, öğrenci kontenjanları milyonlara ulaşmıştır. Ancak bu büyüme sürecinde, üniversitelerin bilim üretme ve eğitim verme gibi iki temel işlevi arasındaki denge ciddi biçimde bozulmuştur. Bugün bu dengesizliğin en belirgin şekilde ortaya çıktığı alanlardan biri, akademik yükseltilme kriterleridir. Özellikle bu yazımızın ana konusu olan, 2025 Mart dönemi için Mühendislik Temel Alanı’nda belirlenen doçentlik kriterleri, bu yapısal sorunu açıkça ortaya koymaktadır.