Adli Yargının Sorunları ve Üretken Yapay Zekâ Destekli Adaletin Geleceği
Bu yazı, yargı camiasının içinden değil, bilgisayar mühendisliği alanında uzun yıllara dayanan akademik birikim, araştırmacı kimlik ve teknoloji odaklı kamu politikaları deneyimi üzerinden kaleme alınmıştır. Bir kamu üniversitesi'nde sürdürdüğüm akademik çalışmalarım boyunca, yapay zekâ, karar destek sistemleri ve algoritmik etik gibi konularda edindiğim birikim, bu yazının temelini oluşturmaktadır.
Amaç, yargı sistemimize dışarıdan bir gözle, nesnel ve veri temelli bir bakış sunarak, özellikle üretken yapay zekânın potansiyel katkılarını tartışmaya açmaktır. Bu bağlamda, önerilerimiz herhangi bir kurum veya kişiyi hedef almak değil; mevcut sorunları geleceğin dijital çözümleriyle aşma vizyonunu paylaşmaktır.
Yargı sistemimiz dijital dönüşümün etkilerini tüm yönleriyle hissetmeye başlamışken, bazı temel sorunlar hâlâ teknolojik gelişmelerin gerisinde kalındığını göstermektedir: Şöyleki;
· Teknolojik Uyum ve Eğitim Eksikliği: Günümüzde siber suçlar, dijital deliller, algoritmik karar destek sistemleri yargı pratiğinin ayrılmaz parçası hâline gelmiştir. Ancak hâkim ve savcılara yönelik teknik eğitimler hâlâ sınırlı ve süreklilikten uzaktır.
· Karar Süreçlerinde Yük ve Tekrarlayan İşlemler: Hâkimler, özellikle basit ve rutin uyuşmazlıklarda zamanlarının büyük bölümünü dosya tarama, içtihat araştırması ve gerekçe yazımı gibi işlemlere ayırmak zorunda kalmaktadır. Bu da karmaşık ve insani sezgi gerektiren davalara yeterli dikkat gösterilmesini engelleyebilmektedir.
Bu noktada, üretken yapay zekâ sistemlerinin, yargının insan merkezli doğasına zarar vermeden, karar süreçlerini destekleyici biçimde sisteme entegre edilmesi mümkündür ve gereklidir.
Bir Yardımcı Akıl Olarak Üretken Yapay Zekânın Yargıdaki Rolü
Yapay zekâ teknolojileri, son yıllarda hukuk alanında da giderek daha fazla tartışılmaktadır. Ancak bu tartışmalarda sıkça yapılan hata, yapay zekâyı insan hâkimin yerine konumlandırma eğilimidir. Oysa asıl olan, insan yargıcın kararlarını destekleyen, onu tamamlayan bir sistem kurmaktır. Bu bağlamda üretken yapay zekâ, yargı alanında üç temel işlev görebilir:
· İçtihat ve Mevzuat Analizi :Üretken yapay zekâ, geçmiş yargı kararlarını büyük veri içinde tarayarak, benzer davaların içtihat örüntülerini hâkimin önüne çıkarabilir. Aynı şekilde mevzuat değişikliklerini anlık olarak takip ederek, en güncel yasal çerçeveyi karar destek sistemine entegre edebilir. Bu işlev, özellikle genç veya deneyimsiz hâkimler için rehber niteliğinde olabilir.
· Gerekçelendirme Sürecinde Taslak Üretimi: Standart uyuşmazlık türlerinde, hâkimin belirlediği karar doğrultusunda üretken yapay zekâ, gerekçe taslakları oluşturabilir. Bu, hâkimin zamanını daha kritik kararlar üzerinde yoğunlaştırmasını sağlar. Yine de son okuma, etik kontrol ve kararın sahipliği her zaman insana ait olmalıdır.
· Yargı Yönetiminde Stratejik Öngörü: Yargı sistemindeki yoğunluk haritaları, dava süreleri, işlem riskleri gibi alanlarda üretken yapay zekâ modelleri büyük veri analitiği ile öngörü sağlayabilir. Hangi mahkemelerde ne tür dosya yoğunluğu yaşandığı, hangi tür davalarda gecikmeler oluştuğu gibi bilgiler, kaynak dağıtımı ve politika geliştirme açısından oldukça değerlidir.
Etik ve Hukuki Sınırlamalar
Üretken yapay zekânın yargıya entegrasyonu, sadece teknik değil, aynı zamanda etik ve anayasal sınırlara da tabidir. Özellikle aşağıdaki noktalar dikkatle ele alınmalıdır:
· Kararın Sahibi İnsandır: Hiçbir yapay sistem, insan vicdanını ve hukuki sorumluluğu ikame edemez. Nihai karar, yapay zekânın değil, insan yargıcın hukuk bilgisi, sezgisi ve ahlaki değerlendirmesiyle verilmelidir.
· Algoritmik Saydamlık: Yapay zekâ sistemlerinin nasıl çalıştığı, hangi verilerle eğitildiği ve hangi kriterlere göre sonuçlar sunduğu şeffaf olmalıdır. Aksi hâlde, sistemler “kara kutu” hâline gelir ve adalet duygusunu zedeler.
· Veri Güvenliği ve Kişisel Mahremiyet: Adli belgelerin ve kişisel verilerin yapay zekâ sistemlerinde işlenmesi, sıkı güvenlik protokollerine ve hukuki denetime tabi olmalıdır.
Sonuç
Adaletin gecikmeden, doğru ve tutarlı bir şekilde tecelli etmesi, ancak insan yargısını güçlendiren dijital araçlarla mümkündür. Üretken yapay zekâ, doğru çerçeveyle kullanıldığında, yargı süreçlerini hızlandırabilir, karar kalitesini artırabilir, toplumsal güveni besleyebilir. Ancak unutmamak gerekir ki teknoloji sadece bir araçtır. Onu insanlık onuru, etik sorumluluk ve vicdani sezgiyle kullanan yargıç, bu sistemin asli ve vazgeçilmez unsurudur.
Kısacası: İnsan Hâkim Vazgeçilmezdir, Üretken Yapay Zekâ Onun Yardımcısı Olabilir.
Saygılarımla,
Prof. Dr. O. Ayhan ERDEM
aerdem@gazeteankara.com.tr
Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi
Gazete Ankara DHP Köşe Yazarı
YORUM YAP