“Bir toplumun en derin sessizliği, vicdanının sustuğu andır.” Değerli okurlar, bugün sizlerle rakamların, istatistiklerin, raporların ötesinde bir meseleyi konuşmak istiyorum. Çünkü bu mesele, ekonomiden de, siyasetten de, teknolojiden de önce geliyor. Adına ne derseniz deyin, özünde bir ahlak buhranı, bir vicdan yorgunluğu yaşıyoruz.
GÜZ GÜLLERİİnan ki ağlamadımHüzünlüyüm sadeceGözlerimdeki yaşlar çığ gibiYağar böyle her gece ***Güz gülleri gibiyimHiç bahar yaşamadımYa sevmeyi bilmedim yıllarcaYa sevince geç kaldım Şimdi delicesineSevmek istesem bileSonbahar sisi çökmüş üstümeSevincim buruk yine ***Güz gülleri gibiyimHiç bahar yaşamadımYa sevmeyi bilmedim yıllarcaYa sevince geç kaldım[Selim Öztaş] Şair, “İnanki ağlamadım, Hüzünlüyüm sadece, Gözlerimdeki yaşlar çığ gibi,Yağar böyle her gece..." derken bu sözlerin içinde sessiz bir çığlık gizlidir. Ağlamadığını söylerken, aslında kalbinin yıllardır ağladığını, gözyaşlarını kimseye göstermediğini itiraf eder. Hayatın yükünü omuzlarında taşımış, gülümsemeyi bir erdem gibi öğrenmiş, ama içindeki sızıya da alışmıştır insan… Bizler de öyle değil miyiz zaten?
Topkapı Sarayı’nın bahçelerinde karıncalar çoğalır. O narin meyve ağaçlarının gövdelerine tırmanan, yaprakların arasında kaybolan o küçük canlılar, sarayın huzurunu kaçırır. Bahçıvanlar telaş içindedir; her sabah yeni bir ağacın dallarında karınca izleri, her daldan eksilen meyveler…
Toplumlar bazen bir atasözünde, bir halk deyişinde kendi geleceğini görür. “Parayı cüzdanına, aklını başına, aşkını gönlüne koy; yerlerini karıştırma!” sözü, kulağa sıradan bir öğüt gibi gelse de, aslında modern hayatın çözülmüş dengelerini yeniden kurmamız için evrensel bir rehberdir.
Gazi Üniversitesi Teknoloji Fakültesi olarak gerçekleştirdiğimiz ADORE Mobilya ziyareti, yalnızca bir fabrika gezisi değil; bilimin, emeğin ve vizyonun aynı potada buluştuğu anlamlı bir yolculuktu. O gün ADORE’nin kapısından içeri adım attığımızda, bizi karşılayan sadece makinelerin sesi değil; Türkiye’nin geleceğine dair güçlü bir umut, üretimin kalbinde atan bir idealdir.
Eğitim, bir toplumun yalnızca bilgi üretme kapasitesini değil, aynı zamanda medeniyet vizyonunu belirleyen en derin kurumdur. Ancak 21. yüzyılın dijital çağında, eğitim artık bir bina, bir kampüs ya da belirli saatlerde yürütülen dersler bütünü olmaktan çıkmıştır. Bilgi; zaman, mekân ve form sınırlarını aşmış; insanın ne kadar “bildiğiyle” değil, neyi “yapabildiğiyle” ölçülür hâle gelmiştir.
Hayatın en derin sırlarından biri, insanın kendi iç dünyasında saklıdır. İnsan, yalnızca nefes alan bir varlık değildir; aynı zamanda varoluşuna anlam katmak isteyen bir ruha sahiptir. “Herkes kendi Leylâ’sı için türkü söyler” sözü, işte tam da bunu hatırlatır: Her insanın bir Leylâ’sı, yani bir anlam merkezi, bir arayış odağı vardır. Bu Leylâ bazen bir kişi olur, bazen bir düşünce, bir sanat, bir ülkü veya bir inançtır. İnsan, yaşamını bu Leylâ’ya ulaşmak için kurar; türkü söylemek ise bu yolculuğun sesi, varoluşun dışa vurumudur.
Değerli Gazete Ankara okuyucularımız, bu yazımızda Ankara’daki (Benzer sorunlarla karşı karşıya olan diğer metropollerdeki) trafik sıkışıklığının temel nedenlerini analiz edecek, ardından olası çözüm önerilerini sunacak ve kademeli mesai uygulamasının potansiyel etkilerini değerlendireceğiz.
Bir toplumun gerçek gelişmişliğini, gökdelenlerin boyunda ya da yolların genişliğinde aramak boşunadır. Asıl ilerleme, o toplumun üzülme biçiminde gizlidir. Çünkü üzülmek, yalnızca bir duygusal tepki değil; insanın insana, insanın Yaratan’a yönelişinde saklı bir inceliktir.
Ölüm… Her canlı için kaçınılmaz bir hakikat. Kur’an-ı Kerim’in “Her nefis ölümü tadacaktır” (Âl-i İmrân, 185) buyruğu, bu gerçeği bütün çıplaklığıyla gözler önüne serer. Ölüm bir son değil, ebedî hayata açılan bir kapıdır. Ancak bu kapıdan geçenin ardından kalanlar için, yürek burkan bir imtihan başlar. Hüzün, özlem ve sessizlik… Bu sessizliğin içinde, İslam’ın merhamet dolu öğretisi, insana yalnız olmadığını hatırlatır.
“Günün manşetleri ve en çok okunan haberlerinden ilk siz haberdar olmak istiyorsanız e-posta adresinizi Gazete ANKARA e-bültenine kayıt edebilirsiniz!”
Nasuh Akar Mah. Türk Ocağı Cad. No:28/3, 06520 Çankaya/ ANKARA
+90 (312) 285 63 33
+90 (312) 285 63 33
www.gazeteankara.com.tr
bilgi@gazeteankara.com.tr
Haber Sisteminin Android/ iPhone/ iPad Uygulamaları mobil cihazlar üzerinden anlık olarak takip edilebilmesi amacıyla tasarlanmıştır.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK kapsamında toplanıp işlenir. Detaylı bilgi almak için Aydınlatma Metnimizi inceleyebilirsiniz.