Millî İradenin Tecellisi Türkiye Cumhuriyeti’nin 102’nci Yıldönümü Anısı
Soru 1: Cumhuriyet’in ilanına giden süreci değerlendirebilir misiniz?
Öncelikle kavramlar hakkında bilgilendirme yapmak ondan sonra da Cumhuriyet’e gidişi hazırlayan unsurlar ve İstiklal Harbimizin Büyük Zaferi ve bilhassa Afyonkarahisar’dan verilen emirlere işaret etmek isterim. Şöyle ki;
- Cumhuriyetle İlgili Kavramsal Tanımlar:
- Budun: 1.Boylar birliğinin adı. 2. Ulus, Kavim, Millet.
Örnek Cümle: «İlk bakışta Türk tiyatrosu deyince Türkçe konuşan budunların tiyatrosu anlaşılmak gerekir.» Metin And
- Cumhuriyet: «Milletin, egemenliği kendi elinde tuttuğu ve bunu belirli süreler için seçtiği milletvekilleri aracılığıyla kullandığı yönetim biçimi: Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Atatürk'tür.»
TDK Güncel Türkçe Sözlük
- Cumhur (Ar.): Budun, Ulus, Halk, Toplum, Kavim, Millet
- Public (L.): 1. Halk, Millet, Toplum
- Respublic (L.): 1. Cumhuriyet 2. Milletin yönetimini kendisi belirlemesi
- Republic(L.): 1. Cumhuriyet idaresi 2. Milletin demokratik parlamenter yollarla kendi idari yapılanmasını belirlemesi ve denetlemesi siyasi rejiminin adı.
- Cumhuriyetle İlgili Anayasal Hukuki Tanımlar:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın ilk 3 maddesi;
I. Devletin şekli
Madde 1 – Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
II. Cumhuriyetin nitelikleri
Madde 2 – Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
III. Devletin bütünlüğü, Resmî dili, bayrağı, milli marşı ve başkenti
Madde 3 – Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.
Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.
Milli marşı "İstiklal Marşı"dır.
Başkenti Ankara'dır.
- Millî İradenin İfade Biçimleri Kavramlar: El (İl), Kurultay, A’yân, Divan, Meclis, Cem’-i Kesîr ve Cemm-i Gafîr…vd.
«El mi yaman bey mi yaman el-cevap elbette el yaman.»
Yusuf Has Hacib, Kutadgu Bilig
«……kemâl-i imtiyâz ile mümtâz kılub izn u rağbetim ile müslimînden Cem’-i Kesîr ve Cem’-i Gafîr cemâ’at-ı müstevfâ ile….»
Şühûdu’l-Hal ve A’yan-ı Vilayet’in Meşrûîyet Hükmü Vakıf Şehadeti Belgesi
- “Cumhuriyet” Bir Düşünsel Tekâmül Olarak Telakki Edilmelidir:
A’yan-ı Vilayet: Bir vilayetin, sancak veya eyaletin öncü şahsiyetleri ve gözde insanları
A’yan-ı Memleket: Bir beldenin önde gelen ve öncü şahsiyet ve gözde insanları
Vücûh-ı Memleket: Memleket halkının teveccüh edip, sözünü dinlediği, emin ve güvenilir insanlar, ehl-i vukuf (sözüne ve ilmine güvenilen, bağlanılan yönelilen) kişiler
İcma-ı Ümmet: Milletin kanaati, re’yinin ekseriyet veya birlik kanaati
İcma-ı Millet: Aynı dinden ve gönülden olan insanların ortak hisleri ve kanaatleri
İcma-i Devlet: Devlet meclis ve divanlarındaki ehl-i rical ve devlet adamlarının oybirliği kararı
Cem’-i Kesir: Çoğunluğun toplanması ve ekseriyetin oluşması durumu
Cem’-i Gafîr: Yeter çoğunluğun sağlanması
- Cumhuriyet’in Öncülü Dönüm Noktaları: Sultan II. Mahmut ve Sened-i İttifak (7 Ekim 1808) Kararı:
*Rusçuk Ayanı Alemdar Mustafa Paşa ve Ayanlar ile Sultan II. Mahmut’un İmzaladığı belge «Meclis, Divan, Daire, Şura ve Meşruti idare» kavramlarına geçişin ilk aşamasıdır.
*Divanların kaldırılması ve Nazırlıkların kurulması (30 Mart 1838)
*Sadrazam: Başvekil, *Sadrazamlık: Başvekalet
- Cumhuriyet’in Öncülü Dönüm Noktaları:
Sultan Abdülmecid’in Tanzimat Fermanı gereğince yaptığı yemin metninde ekseriyet-i ârâ (oyların çoğunluğu) ile alınan devlet divanlarındaki (meclislerindeki) kararlara bağlı kalacağına dair yemin ettiği bilinmektedir:

«Hatt-ı Humayunumda münderec olan kavanin-i şer’iyenin harf be-harf icrasına ve mevadd-ı esasiyenin fürûâtına dair EKSERİYET-İ ÂRÂ ile KARAR VERİLEN ŞEYLERE MÜSAADE EYLEYECEĞİME ve hafi ve celî haricen ve dahilen taraf-ı Humayunuma ilka olunan şeyleri kavanîn-i müesseseye tevfîk ve tatbik etmedikçe kimesnenin lehine ve aleyhine bir hüküm ve ferman etmeyeceğime ve vaz’ olunmuş ve olunacak kavaninin tağyirini tecviz buyurmayacağıma vallahi…»
- Cumhuriyet’in Öncülü Dönüm Noktaları: Tanzimat (3 Kasım 1839) ve Islahat Fermanı (18 Şubat 1856) ile Oluşturulan Vilayet Meclis-i Umumileri Tanzimat Fermanı’nın ilkelerini belirleyen «Meclis-i Meşveret» Mazbatası Örneği:
- 1842 Vilayet Meclisleri
- 1849 Eyalet Meclisleri
- 1854 Meclis-i Âli-i Tanzimat (6 Haziran 1858-Arazi Kanunnamesi-Cevdet Paşa Komisyon Başkanı)
- 1864 Vilayet İdare Meclisleri ve Vilayet Meclis-i Umumileri
- 1871 İdare-i Umumiye-i Vilayet Nizamnamesi
- 1876 Kanun-i Esasi ve Meclis-i Mebusan-ı Umumi ve A’yan, Vilayet Umumi Meclisleri
- 1908 Kanun-i Esasi (Sani), Meclis-i Mebusan-ı Umumi ve A’yan ve Vilayet Umumi Meclisleri
- 22 Haziran 1919 Amasya Tamimi(Genelgesi)
- 27 Aralık 1919 Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Temsil Heyeti’nin Ankara’ya Gelişi
- 28 Ocak 1920 Misak-ı Milli Kararı’nda Osmanlı Başkenti İstanbul’un güvenliği hakkında karar (4’ncü Madde)
- 16 Mart 1920’de İstanbul’un İtilaf Devletleri tarafından işgali üzerine dağılan Mebusan Meclisi yerine seçimler yapıldıktan sonra Ankara’da 23 Nisan 1920’de TBMM’nin açılması

- 20 Ocak 1921 Teşkilat-ı Esasiye’nin Kabulü (Kanun No: 85, Kabul Tarihi: 20 Ocak 1921)
Madde 1- (Özgün hali) Hakimiyet bilâ kaydü şart milletindir. İdare usulü halkın mukadderatını bizzat ve bilfiil idare etmesi esasına müstenittir.
- 13 Eylül 1921 Sakarya Zaferi
- 26-30 Ağustos 1922 Büyük Taarruz Zaferi ve Tam İstiklal Yolu ve Ufku (Afyonkarahisar Karargâhından Ankara’daki Büyük Millet Meclisi’ne Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çektiği Zafer Telgrafı), içerik özeti şöyledir:

"Savaş beş gün beş gece aralıksız devam etmiştir. İlk 36 saat içinde 1. Ordu 100 kilometrelik hattı işgal eden düşmanı püskürtmüştür. Hezimete uğrayan düşman, varını yoğunu terk ederek dereler, ormanlar içinde perişan bir hale gelmiştir. Düşman askerinin yüzlercesi teslim olmuştur. Bu savaşta düşmandan önemli miktarda savaş malzemesi ele geçirilmiştir. Yalnızca bir tümenin savaştığı cephede 25 top, 140 yük otomobili, 17 binek otomobil ele geçirilmiştir. Düşmanın kaçışı esnasında süvarilerimiz top atışı ve yalın kılıç Yunan askerine taarruz etmiştir. Diğer yandan savaş ve keşif uçakları da havadan saldırmıştır. Bu saldırılar karşısında düşman ordusunun büyük kısmı mağlup edilerek, kıtaları birbirine karışarak ikiye parçalanmıştır. Tüm bu başarılı taarruz sayesinde bütün düşman kıtaları mevzilerini terk ederek çekilmeye başlamışlardır."
Gazi Mustafa Kemal Atatürk Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Açış Konuşması’nda Afyon-Eskişehir-Kütahya Hattındaki Büyük Zaferi veciz bir şekilde anlatmış ve methetmiştir;
“Efendiler,
Batı cephesinde Yunanlılar karşısında bulunan ordumuzun, 26 Ağustos 1922’de hücuma geçerek kazandığı seri zaferler hepinizin bildiği gibi, kısa bir sürede Batı Anadolu’yu Yunanlılardan temizlemiştir. Aynı darbenin etkisi ile düşmanlarımız, Doğu Trakya’yı da boşaltarak hükümetimize teslim etmeye zorlanmışlardır. Dünya kubbesi altında yapılan savaşlar arasında, bütün nitelikleri ile en önemli bir yer taşıyan bu büyük savaşın öneminin değerlendirilmesini tarihe bırakıyorum. Zaferin, her türlü övülmenin üstünde bulunan kahraman sahipleri konusunda da fazla söz söylemeyi gereksiz sayıyorum.” 1 Mart 1923
(Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün TBMM’yi Açış Konuşması)
Soru 2: 29 Ekim 1923 günü ve akşamı Meclis’te yaşanan atmosferi tarihsel kaynaklara göre nasıl anlatırsınız?
Esasen az önce de işaret ettiğimiz gibi Teşkilat-ı Esasiye olsun öncesi ve sonrasıyla İstiklal Harbi’nin bütün meclis ve kongreleri olsun Millet-Ordu-Devlet bütünlüğünü perçinlemişti. Teşkilat-ı Esasiye’nin ilk maddesinde “Hakimiyet Bila Kayd ü Şart Milletindir” denilerek zımnen bir millet iradesi tecellisinin planlandığı vurgulanmıştı. Ancak yapılacak hukuki inkılap aşamaları henüz tekemmül etmemişti. Bu çerçevede sıralamamıza devam edecek olursak artık gerçek bir Cumhuriyet’e giden yolda bazı hususların daha hazırlanması gerekiyordu. Bunlar şöylece sıralanabilir;
- 1 Kasım 1922’de Saltanatın Kaldırılmasına dair kanunun TBMM’de kabulü
- 17 Kasım 1922’de Vahdettin’in İtilaf Donanmasından Bir İngiliz Gemisine binerek ülkeyi terk etmesi (VI. Mehmet Vahdettin yurtdışına çıktıktan sonra kararı tanımadığını bildiren bir beyanname yayınlamıştır).
- 24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşmosı’nın İmzalanması
- 13 Ekim 1923 Ankara’nın Başkent Olması
- 25 Ekim 1923 günü Hükûmetin İstifası üzerine Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün beklediği fırsat ortaya çıkmıştır.
- 29 Ekim 1923 Cumhuriyet’in İlanı-Teşkilat-ı Esasiye Kanunu Madde 1- (Değişik: 29 Ekim 1923)-364 Sayılı Kanun- Hakimiyet bilâ kaydü şart Milletindir. İdare usulü halkın mukadderatını bizzat ve bilfiil idare etmesi esasına müstenittir. Türkiye Devletinin şekli hükümeti, Cumhuriyettir. (Bu madde 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet’in ilanı ile oluşmuştur.)
«Teşkilat-ı Esasiye(Birinci Anayasa)»nın 1, 3, 8, 9, 10, 12 ve diğer bazı maddelerinde tadilat önerildi. Birinci maddelerden birincisi gereğince diğer maddelerde de tashih gerekiyordu. Bu çerçevede Teşkilat-ı Esasiye’nin 1. Maddesi «Hakimiyet bila kayd u şart Millet’indir. İdare usulü halkın mukadderatını bizzat ve bilfiil idare etmesi esasına müstenittir. Türkiye devletinin şekl-i hükûmeti Cumhuriyettir.» şekline dönüştü. (Teşkilat-ı Esasiye’nin 1. Maddesi’ne maddedeki son cümle eklendi.)
Birinci Meclis’te Vatanperverane konuşmalar ve nutuklar okunduktan sonra maddeler ittifak halinde(oybirliği ile) kabul edildi. TBMM Milletvekilleri ayağa kalkarak 3 defa canıgönülden «Yaşasın Cumhuriyet» diye bağırdılar.
29 Ekim 1923 Pazartesi günü akşam saatlerinde (Saat 20.30) TBMM’de Cumhuriyet’in İlanı’na dair Kanun’un 158 oyla, oybirliği ile kabulü ve aynı akşam reisicumhur olarak Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün seçilmesi üzerine de yine Mebuslar ayağa kalkarak coşkulu biçimde «Yaşasın Cumhuriyet» ve «Yaşasın Reisicumhur» sedalarını yüksek sesle meclis genel kurul salonunda yankılandırdılar. (Saat 20.45)
101 Pare top atışının o anda Ankara genelinde duyulması ve ülke genelinde kutlamalar yapılması kararlaştırıldı.
Halkın TBMM önünde Yaşasın Cumhuriyet sözlerini hep birden söylemesi ve Reisicumhur Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın TBMM’de ayakta alkışlanan konuşmasının ardından Çorum Mebusu ve TBMM Reisi İsmet (Eker) bey akşam saat 21.00’de oturumu kapadı.
Bugünden sonra bütün ülkede Cumhuriyet Bayramı ilan edildi ve tarihi yıldönümü anmaları kutlamaları yapılmaya başlandı.
Soru 3: Sizce 21. yüzyıl Türkiye’sinde Cumhuriyet’in temel değerleri nasıl yaşatılmalı?
Cumhuriyetimizin ilanının 102’nci yıldönümünde gençlerimize Cumhuriyet’e giden buhranlı yıllar ve Cumhuriyet idaresinin aklî, mantıkî ve meşvereti esas alan yönü çok ilmî bir şekilde, güçlü vurgularla, ikna edici bir üslüp ile anlatılmalı ve yaşatılmalıdır. Birinci Meclis’in mutlaka bütün Türk vatandaşları tarafından gezilmesi, o kabul sahnelerinin adeta canlandırılması hepimizin üzerine düşen bir vatani ve terbiyevî sorumluluktur. Bu Meclis’in genel kurul salonunda TBMM başkanı makamına denk gelen duvarda asılı bulunan “Bismillahirrahmanirrahim: …Ve şâvirhüm fi’l-emr (Onların/Müminlerin işleri aralarında danışma (istişare) iledir.) (Âl-i İmran Suresi, 159. Âyet)” emrine uygun şekilde Milletin İradesi 29 Ekim 1923’ten itibaren hukuken tecelli etmek üzere tescil edilmiştir. Bu hususun yaşantı olarak bütün hissiyat ile milletin bilgisinde, gönlünde ve hayatında yansımaları daima olmuştur, olacaktır. 21’nci yüzyılında Türkiyesinde Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu yıllarında elde edilen kazanımlardan tam istiklal yolunda en önemli belgeler arasında görülen 3 önemli misak bulunmaktaydı. Bunların ebediyen korunması gerekir. Bunlar Misak-ı Millî (28 Ocak 1920), Misak-ı İktisadi (17 Şubat-4 Mart 1923) ve Misak-ı Maarif (8 Mart 1923)’tir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve Reisicumhur Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e göre; «Hakimiyet (Egemenlik) hiçbir mana, hiçbir şekil ve hiçbir renkte ve delalette iştirak(ortak) kabul etmez»
Böylece Egemenlik;
- Hiçbir sebep ve şekilde terk ve iade edilemez, bırakılamaz.
- Egemenlik bölünemez ve terk edilemez (Çünkü Milletindir).
- Egemenlik öyle bir güçtür ki O’nu bölmek mümkün değildir.
- Egemenlik kendine denk bir iştirak, üstünlük veya kendisi üstünde bir güç kabul edemez.
Cumhuriyet’in ilanından sonraki kanunlar ve inkılaplar da buna mani olabilecek hususları ve uygulamaları tamamlayıcı ve sürekliliği sağlayıcı bir temel oluşturmaya dönük olmuştur. Bunlar arasında İstiklal Harbi’nin şehit ve gazilerine vefa ilk sırada yerini almıştır. Bu anlamda 12 Aralık 1923 tarihinde alınan kararla 15 Mayıs 1919’dan 1 Kasım 1923’e kadar İstiklal uğrunda fevkalade hizmetleri geçenler için Cumhuriyet’in nişanesi olmak üzere «İstiklal Madalyası» verilmesi kararı dikkati çeker. Yine 20 Nisan 1924 Anayasası’nda da Cumhuriyet maddesi aynen yer almıştır. Türkiye tarihinde demokratik hayata geçiş çabaları ile Gazi Mustafa Kemal Atatürk zamanında çoğulcu siyaset yolu açma çabaları görülür. Ancak bunun uygulamadaki zorlukları çok partili hayatın icrasını geciktirmiştir. Bununla birlikte çoğulcu demokratik hayatın çeşitli örnekleri de uygulama sürecine konulmaya çalışılmıştır. Bu anlamda referandum uygulamaları da çok partili hayata eklenmiştir. 9 Temmuz 1961 Anayasası %60 oranında kabul ile Türk tarihinin ilk resmi referandum seçimi olarak yürürlüğe girmiştir. Yine 7 Kasım 1982 Anayasası %91,37 Halk Oylaması-Referandum ile kabul edilmiştir. Yine bir başka örnek olarak 16 Nisan 2017-Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi Referandum ile kabul edilerek 9 Temmuz 2018’den itibaren uygulamaya başlanmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin Türk Devletler Teşkilatı ve çeşitli birlik ve ittifaklarla dünyadaki medeniyet yürüyüşü kendine özgü şekilde devam etmektedir ve devam etmek zorunda olduğu açıkça görülmektedir. Bu tarihin ülkemize verdiği büyük bir mesuliyet olarak tecrübe edilmiştir ve edilmektedir. Bu yolda devletin birliği ve milletin bağımsızlığı, sancak(bayrak) özgürce dalgalanışı ve vatanın bölünmez bütünlüğü ve istiklali tarih ve dil vatanıyla mayalanmış medeniyet ve kültür halkalarıyla bütünleşmiştir. Esasen Misak-ı Milli’deki geniş gönül coğrafyası anlamı da tam manasıyla burada ifadesini bulmuştur.
Bugünden 102 yıl önce Cumhuriyet Türkiye’sinin devletinin temellerini atan şehit ve gazilerimizin dilinden vefa hisleriyle yazılmış olan İstiklal Marşımızın Cumhuriyetle ilgili çok güzel bir nasihat olduğunu da hatırlatmak ve 21. yüzyıl gençliğine İstiklal Marşımızın son kıtasıyla bir vedîa bırakmak isterim:
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal.
Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklal.


YORUM YAP