YAZARLAR

16 Aralık 2025 Salı, 05:23

Türk Müziğinde Bemol Koma Sesler ve Geleneksel İcra Hassasiyeti Üzerine

Bu değerlendirme, Türk Müziği'nin temel kimliğini oluşturan koma seslerinin (mikrotonal aralıklar) icradan çıkarılması ve bu durumun geleneksel müzik mirası üzerindeki etkileri hakkındaki güçlü eleştirileri analiz etmektedir. Sib2 koma sesinin özel olarak belirtilmesi, müziğin temel yapı taşlarından biri olan B (Si) perdesinin akort ve makam tanımlamasındaki kritik rolüne işaret etmektedir. Eleştirinin odak noktası, popülerleşme eğilimlerinin geleneksel icra kurallarını aşındırması ve sanatsal yorumun sınırlarının sorgulanmasıdır. Son dönemlerde batı müziği icra eden kişi veya grupların halk tabiri ile “Yağma Hasan’ın Böreği” veya “Mal Bulmuş Mağribi” gibi Türk müziği makamsal ses sistemi özelliklerine yok sayma gibi bir tutum içerisindedirler.

1. Koma Seslerinin Kimlikteki Rolü ve Sib2 Meselesi

Türk Müziği nazariyatı, Batı müziğindeki 12 eşit aralıklı temperamanın aksine, sesleri 24, 53 veya daha fazla eşit olmayan aralıklara (koma) bölerek inceler. Bu mikrotonal yapı, makamların duygusal atmosferini (hâl veya vecd) ve karakteristik motiflerini belirleyen temel özelliktir.

·        Sib2 (B-bemol) Koması: Bu perde, özellikle Türk Halk Müziği ve Klasik Türk Müziği'nde kullanılan birçok temel makamın (örneğin Hüseyni, Uşşak, Karcığar, Saba, Hicaz) dördüncü veya beşinci derecesini teşkil eder. Mikrotonal farklar, makamın kendine özgü lezzetini, hüznünü, neşesini veya ağırlığını ortaya çıkarır. Sib2 komasının yok sayılması, makamın karakterini temperli bir ses aralığına indirgeyerek müziğin otantik kimliğini ortadan kaldırır.

2. Gelenek ve Popülarite Çatışması

 "Yağma Hasan'ın Böreği", “Mal Bulmuş Mağribi” benzetmesi ve "popüler olma hevesi" eleştirisi, geleneksel sanatların modern piyasa koşullarıyla girdiği çatışmayı açıkça belirtir.

·        Batı Müziği Etkisi: Radyo, televizyon ve dijital platformlar aracılığıyla Batı müziği temperamanının (piyano, gitar gibi enstrümanlar) yaygınlaşması, Türk müziği icracılarını, eserlerini bu temperamana uygun hale getirme baskısıyla karşı karşıya bırakmıştır. Koma seslerini çalmak, yaylı veya nefesli çalgılarda özel bir ustalık gerektirir. Popülerleşme kaygısı, bu teknik zorluktan kaçınarak daha "kolay dinlenir" veya Batı enstrümanlarıyla daha uyumlu bir icra sunma yolunu açmıştır.

·        İcranın Yorumsal Niteliği: Türk Halk Müziği'nin (THM) ve Klasik Türk Müziği'nin (KTM) "yorumsal niteliği", icracının eser üzerindeki kişisel hâlini ve yorumunu içerir. Ancak bu yorum, makamın temel yapısal kurallarını (perde ve koma değerleri) ortadan kaldırmamalıdır. Geleneksel kural, kişisel yorumun, eserin özünü bozmadan makam sınırları içinde kalmasıdır. Koma sesinin kaldırılması, yorum sınırlarını aşan, makamın tanımını değiştiren bir müdahale olarak kabul edilmektedir.

3. Kadim Makamların Ruh Kökü: Saba, Hicaz ve Hüseyni

Metinde adı geçen üç temel makamın Türk milletinin ruh kökleriyle yakından ilişkilidir, makam sisteminin sadece bir ses dizisi değil, aynı zamanda sosyo-kültürel bir kimlik ve duygusal bir dil olduğunu vurgular. Anneler bebeklerine hicaz makamında ninni söyler, sabah ezanı saba makamında okunur. Günün her saati her alanda Hüseyni makamı mutlak surette dinlenir ki türkülerin yüzde ellisinden fazlası Hüseyni Makamındadır.

·        Saba Makamı: Genellikle sabah namazı sonrası ve seher vaktiyle ilişkilendirilir. Metne göre Bûselik beşlisi üzerine kurulu bu makam, huşu ve manevi yükselişi temsil eder.

·        Hicaz Makamı: Ninniler ve ağıtlarla ilişkilendirilmesi, makamın evrensel hüzün, şefkat ve derin duygusal ifade gücünü gösterir. Duygusal yoğunluğu ve "ağlatıcı" karakteriyle bilinir.

·        Hüseynî Makamı: Sosyal hayatın her alanında ve "kulağa bakış gibi" işlenmesi, makamın denge, sükûnet ve doğal bir ahenk taşıdığını ifade eder. Geleneksel yapıda en çok kullanılan ve en doğal kabul edilen makamlardan biridir.

Bu makamların doğuştan gelen bir miras olarak görülmesi, icranın sadece müzikal bir performans değil, aynı zamanda kültürel bir ritüel ve kimlik aktarımı olduğu tezini güçlendirir.

4. Batı Müziği Sanatçısının Misyonu

Batı müziğinde bir bestecinin notasına dokunulmamasının (besteciye sadakat) örnek verilerek, Türk Müziği mirasçılarının da aynı özeni göstermesi gerektiği tezi, sanatçının sorumluluğunu vurgular.

·        Besteciye Sadakat vs. Geleneğe Sadakat: Batı müziğinde sadakat bestecinin yazılı eserine iken, Türk Müziği'nde (özellikle THM'de) sadakat, anonim veya meşk yoluyla aktarılan icra geleneğine, makamın ve ritmin kurallarına gösterilir. Bu, nota yazımı tam olarak komaları temsil edemediği için, icracının işitme ve geleneksel terbiye yoluyla öğrendiği komalara ve tavırlara sadık kalması misyonunu içerir.

·        Mirası Koruma Misyonu: Yüzlerce yıllık kadim tarihten süzülerek gelen bu mirasın korunması, sanatçının sadece icracı değil, aynı zamanda kültürel bir muhafız olma sorumluluğunu yükler. Koma seslerinin doğru ve otantik kullanımı, bu mirası gelecek nesillere "bozulmamış" bir şekilde aktarmanın anahtarıdır.

Sonuç

Eleştiride dile getirilenler, geleneksel Türk Müziği'nin varoluşsal meseleleridir. Sib2 koması örneğinde somutlaşan mikrotonal hassasiyet, müziğin temel dokusudur. Popülerleşme hevesiyle bu dokunun yırtılması, kısa vadede erişimi artırsa da uzun vadede müzikal kimliğin erozyonuna yol açmaktadır. Sanatçının görevi, kişisel yorum ve estetik kaygıları, geleneğin temel kurallarını (özellikle koma kullanımı) koruma misyonuyla dengelemektir. Gelenek, statik bir yapı değil, köklerini koruyarak kendini yenileyebilen dinamik bir varlıktır. Bu dinamizmin sınırı, makamın kimliğini kaybetmemektir.

Dip Notlar ve Kaynakça İçin Kavramsal Çerçeve

Bu analizin temelini oluşturan bilimsel kaynaklar ve çalışmalar aşağıdaki alanlarda aranmalıdır:

1.     Geleneksel Türk Müziği Nazariyatı (Teori):

o   Referans Alanları: Rauf Yekta, Hacı Arif Bey, Erol Üçer, Yalçın Tura ve Sadeddin Arel'in Türk Müziği perde sistemleri ve koma üzerine çalışmaları.

o   Odak Noktası: Perde oranları, Batı temperamanı ile Türk makam sistemi arasındaki farklar ve komaların makamların karakteristik özelliklerini nasıl oluşturduğu.

2.                 Türk Halk Müziği ve İcra Gelenekleri:

o   Referans Alanları: Muzaffer Sarısözen, Nida Tüfekçi gibi derlemecilerin ve Ruhi Su, Âşık Veysel gibi usta icracıların yorum ve tavır özellikleri.

o   Odak Noktası: THM'de tavır ve icra üslubu kavramları ile bunların makam yapısına sadakati nasıl gerektirdiği.

3.              Müzik Sosyolojisi ve Kültürel Kimlik:

o   Referans Alanları: Müzikte kültürel mirasın korunması, küreselleşmenin müzik üzerindeki etkileri ve popüler kültürün geleneksel sanatlara müdahalesi üzerine çalışmalar.

o   Odak Noktası: Makamların toplumun duygusal ve ritüel yaşamındaki yeri (Saba, Hicaz, Hüseyni örnekleri).

.