YAZARLAR

11 Aralık 2025 Perşembe, 08:00

EĞİTİM ÜZERİNE DÜŞÜNCELER – II: Yüzyıl Becerileri ve Bilginin Ötesinde Bir Eğitim Felsefesi

Salı günü paylaştığımız ilk yazıda, Türkiye’nin eğitimde bütüncül dönüşüm ihtiyacını; Milli Eğitim Bakanlığının Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, mesleki eğitim politikaları, YÖK’ün yükseköğretim yaklaşımı ve OECD–UNESCO göstergeleri üzerinden ele almıştık.

Bugün, bu dönüşümün insan merkezli boyutuna, yani 21. yüzyıl becerileri tartışmasının ötesine geçen eğitim felsefesine odaklanıyoruz.

Çünkü “yeni çağın eğitim sistemi” yalnızca teknoloji, yapay zekâ, algoritmalar ya da dijital pedagojilerden ibaret değildir.
Asıl mesele şudur:

“İnsan, hangi yetkinliklerle geleceğe hazırlanmalıdır?”

Ve daha önemlisi:

“Bu yetkinliklerin özünde hangi değerler ve hangi zihinsel–ahlaki bütünlük bulunmalıdır?”

 

1. 21. Yüzyıl Becerileri: Yetkinlik Temelli Öğrenmenin Kavramsal Çerçevesi

OECD, UNESCO ve AB'nin Eğitim 2030 çerçevesine göre 21. yüzyıl becerileri dört ana kategoriye ayrılır:

1.     Bilişsel Yetkinlikler:
Eleştirel düşünme, problem çözme, yaratıcılık, analitik akıl yürütme.

2.     Kişilerarası ve Sosyo-Duygusal Yetkinlikler:
Empati, iş birliği, iletişim, çatışma yönetimi, kültürel farkındalık.

3.     Dijital Yetkinlikler:
Veri okuryazarlığı, yapay zekâ farkındalığı, siber güvenlik, dijital vatandaşlık.

4.     Metabilişsel Yetkinlikler (Öğrenmeyi Öğrenme):
Öz düzenleme, hedef belirleme, öğrenme stratejileri geliştirme.

Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin en güçlü yönlerinden biri, bu yetkinlikleri yerli ve kültürel bağlamla bütünleştirerek program kazanımlarına dönüştürmesidir.

 

2. Bilginin Ötesi: Hikmet, Feraset ve Ahlaki Bütünlük

Dünya eğitim literatürü artık “knowledge-based learning” (bilgi temelli öğrenme) kavramını aşarak “wisdom-based learning” (hikmet temelli öğrenme) yönünde bir tartışma başlatmıştır.

Bu yaklaşımın üç temel ölçütü vardır:

1.     Doğruyu ayırt edebilme (discrimination)

2.     Zihinsel derinlik ve muhakeme (judgement)

3.     Ahlaki tutarlılık (ethical coherence)

Finlandiya, Japonya ve Singapur’un eğitim sistemleri incelendiğinde; bilişsel becerilerin ancak değer temelli bir yapı içinde güçlenebildiği görülür.

Türk eğitim geleneğinde ise bu yaklaşım çok daha eski bir kavramsal çerçeveye dayanır:

  • Hikmet (bilgiyi anlamlandırma)
  • Kâmil insan (ahlak-zihin-bilgi bütünlüğü)
  • Feraset (durumu kavrama ve doğru eyleme yönelme)

Dolayısıyla Türkiye’nin çağdaş eğitim arayışı yalnızca bir “model arayışı” değildir.
Türkiye, aslında kendi eğitim geleneğiyle küresel yetkinlik paradigmasını birleştirerek yeni bir sentez oluşturma potansiyeline sahiptir.

 

3. Türk Dünyası ve Bölgesel Öğrenme Ekosistemleri: Ortak Dil, Ortak Yetkinlikler

Balkanlar, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Kuzey Kıbrıs ile yapılan eğitim iş birliği anlaşmaları, Türkiye’nin bölgesel bir yetkinlik çerçevesi oluşturabileceğini gösteriyor.

Bu çerçevede:

  • Ortak müfredat modülleri
  • Öğretmen hareketliliği programları
  • Mesleki eğitim köprüleri
  • Dijital öğrenme platformları

Türk Dünyası gençliği için ortak bir “gelecek becerileri havuzu” ortaya çıkarabilir.

Bu, yalnızca kültürel yakınlık değil, jeopolitik ve ekonomik rekabet gücü açısından da stratejik bir hamledir.

 

4. Türkiye İçin Model Önerisi: Değer Temelli Yetkinlik Çerçevesi

Türkiye’nin yeni eğitim modelinin üç ayak üzerine oturması gerektiği açıktır:

1. Yetkinlik Bazlı Öğrenme

Öğrenme çıktılarının açık, ölçülebilir, izlenebilir olması.

2. Dijital–Pedagojik Dönüşüm

Yapay zekâ destekli öğrenme analitikleri, kişiselleştirilmiş öğrenme yolları, açık öğrenme kaynakları.

3. Ahlaki–Duygusal Dayanıklılık

Öğrencinin zihinsel, duygusal ve sosyal bütünlüğünü geliştiren eğitim ortamı.

Bu üç unsur bir araya geldiğinde Türkiye, çağın ötesinde insan–teknoloji–değer dengesini kuran güçlü bir model geliştirebilir.

 

Gelecek Salı Günü Ne Konuşacağız? — Üçüncü Yazıya Ön Bakış

Salı günü yayımlanacak üçüncü yazımızda:

Okul–Aile–Toplum üçgeninin eğitimdeki belirleyici rolünü,
Türkiye’de sosyoekonomik yapının öğrenme çıktıları üzerindeki etkisini,
Afrika’dan Orta Doğu’ya ve Avrupa’ya uzanan karşılaştırmalı modelleri,

ele alacağız.

Özellikle şu soruya yanıt arayacağız:

“Eğitimi sadece okulda mı arıyoruz, yoksa toplumun bütününde mi inşa ediyoruz?”

Dr. Oğuz Poyrazoğlu
Gazi Üniv. Öğr. Üyesi
Gazete Ankara Dijital Haber Portalı – Köşe Yazarı
Kurucu & Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
opoyrazoglu@gazeteankara.com.tr

YORUM YAP

Yorumu Gönder

YORUMLAR (0)