YAZARLAR

08 Mayıs 2025 Perşembe, 22:26

Karayolu Güvenliği ve Trafik Haftası: “Yolların Kuralı Olur, Kralı Olmaz”

Bugünkü yazıyı yazma nedenlerimin ilki, bu haftanın "Trafik Haftası" olması. Ancak asıl ve gerçek neden, okulumdan evime dönerken Konya Yolu üzerinde, trafik para cezaları oldukça artmış olmasına rağmen hâlâ kural ihlali yapan, deyim yerindeyse “makas atan” sürücülere rastlamış olmamdır. Bu nedenle, bu yazının herkes tarafından okunmasını diliyorum. Özellikle de, alınganlık gösterecek olsalar bile, "Doğan görünümlü Şahin" kullanıcıları mutlaka okumalı!

Her yıl Mayıs ayının ilk haftasında, ülkece hatırlamamız gereken bir gerçek vardır: Trafik sadece bir ulaşım meselesi değil, aynı zamanda bir yaşam meselesidir. “Karayolu Güvenliği ve Trafik Haftası” vesilesiyle gözlerimizi bir kez daha yollara çevirmeliyiz. Yalnızca araçlara değil; o araçların içindeki değerli canlara, umutlara ve yarım kalan hayatların hikâyelerine bakmalıyız.

TÜİK verilerine göre ülkemizde "2023 yılında meydana gelen 235 bin 71 ölümlü ve yaralanmalı trafik kazasında, 2 bin 984 kişi olay yerinde, 3 bin 564 kişi ise hastaneye sevk edildikten sonraki 30 gün içinde hayatını kaybetti. Yani bir günde ortalama 644 ölümlü-yaralanmalı kaza, 18 ölüm ve 961 yaralanma yaşandı. Bu kazaların büyük kısmı ölümle veya kalıcı hasarlarla sonuçlanıyor. "Ancak rakamlar, gerçeğin sadece yüzeyini yansıtır. Her kaza, bir annenin feryadı, bir çocuğun yetim kalışı, bir gencin yarım kalan hayalidir. Trafik kazası istatistiksel bir veri değil; insan hayatının telafisi olmayan bir kaybıdır.

Gelişen otomotiv teknolojileri, sürücü destek sistemleri ve yapay zekâ tabanlı yol güvenliği uygulamalarıyla donatılmış bir çağda yaşıyoruz. Ne yazık ki teknoloji, insanın bilinçsizliği karşısında çoğu zaman yetersiz kalıyor. Emniyet kemeri takmamak, hız sınırına uymamak, yorgun araç kullanmak gibi basit ama hayati kuralların ihlali, her gün yeni acıların yaşanmasına neden oluyor.

İşte bu noktada, eğitimin ve farkındalığın önemi ortaya çıkıyor. Trafik bilinci sadece sürücünün değil; yolcunun, yayanın, hatta bisiklet süren çocuğun bile taşıması gereken bir sorumluluktur.

Trafik, bir gösteri alanı değildir! Ne direksiyon başı bir oyun konsolu, ne de asfalt yollar bir Formula pisti… Spin atanlar, makas atanlar, hız tutkusu uğruna sokaklarda adrenalin arayanlar… Unutmayın! Yaptığınız her manevra sadece sizi değil, onlarca, yüzlerce hayatı riske atıyor. Belki siz spin atarken aracınıza hâkim olduğunuzu sanıyorsunuz ama aslında kontrolden çıkan bir şey var: Akıl ve vicdan.

Bazen yalnızca birkaç saniyelik “havalı” bir hareket için bir çocuk babasız, bir kadın eşsiz, bir anne evlatsız kalabiliyor. O “sosyal medya videosu” paylaşılmadan önce hayatlar sönüyor, hayaller yarım kalıyor. Unutmayın! Kazalar öyle hiç de uzakta değil; sizin geçtiğiniz sokakta, sizin hız yaptığınız kavşakta, belki de sizin dikkatsizliğiniz yüzünden yaşanıyor.
Trafikteki sorumluluk yalnızca kendinize karşı değil; diğer insanlara karşı da olmalıdır. Kırmızı ışıkta geçerken, makas atarken, aşırı hız yaparken duyulan haz, bir ömür vicdan azabına dönüşebilir.

Delikanlılık hızla değil, dikkatle olur. Şehir ortasında “drift” yaparak değil, çocukların geçtiği yolda yavaşlayarak büyür insan. Kırmızı ışıkta durmak, yaya geçidinde beklemek, saygı duymak… Bunlar zayıflık değil; bilakis medeniyetin ve insanlığın göstergesidir. Gerçek cesaret, kurallara uymaktır.

Unutma! Trafikte yapılan her yanlış hareket, bir başkasının hayatına mal olabilir. Hayat sadece senin değildir.

Trafik, yalnızca fiziki yollar üzerinde değil, insan hayatı ve vicdanı üzerinde de akar. Bir sürücünün direksiyon başındaki kararı, sadece kendi hayatını değil; karşıdan karşıya geçen yaşlı bir kadının, sabah okuluna giden bir öğrencinin ve eve dönmeyi bekleyen bir ailenin geleceğini de etkiler. Trafikte yapılan her hata, toplumda bir ıstıraba dönüşebilir.

Çocuklarımıza trafik bilinci aşılamak, geleceği korumak açısından çok önemlidir. Bu nedenle ben de Gazi Üniversitesi Teknoloji Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nde, derslerimde yeri geldiğinde öğrencilerime hep şunu söylerim: “Teknolojiyi sadece üretmek değil; insanlık için sorumlu bir şekilde kullanmak zorundayız.” Aynı yaklaşım trafik eğitimi için de geçerlidir. İlköğretim çağından itibaren çocuklarımıza trafik kültürünü, karşılıklı saygıyı, sabrı ve kurallara uyma bilincini öğretmek, kazaların uzun vadede azalmasında kilit rol oynayacaktır.

Bu yıl da Karayolu Güvenliği ve Trafik Haftası vesilesiyle hatırlatalım: Sadece hız yapmak değil; acele kararlar da öldürür. Trafikte bir dakikalık geç kalış, bir ömürlük pişmanlığın önüne geçebilir.

Lütfen direksiyona geçtiğinizde sadece bir araç değil, bir sorumluluk taşıdığınızı unutmayın. Her emniyet kemeri sizi koltuğa değil, hayata bağlar. Her kural bir umut, her bilinçli davranış geleceğe uzanan bir köprüdür.

Bu hafta vesilesiyle, yıllar boyunca trafik kazalarında hayatını kaybedenleri rahmetle anıyor; geride kalan ailelerine sabır diliyorum. Ve hep birlikte yüksek sesle söylüyoruz: Trafikte her can kutsaldır, canlarımızı koruyalım. Bir dakika gecik, bir ömre mal olmasın.

Kazasız günler dilerim.

Prof. Dr. O. Ayhan ERDEM
aerdem@gazeteankara.com.tr

 {o0o}

Nerede Bir Zulüm Varsa, Çatışma Varsa, Adaletsizlik Varsa Sona Erdirmek İçin Biz Oradayız.  Türkiye’nin Kalbi, Ankara’nın Sesi" olan Dijital Haber Portalı,  https://www.gazeteankara.com.tr

 

 

YORUM YAP

Yorumu Gönder

YORUMLAR (0)