YAZARLAR

20 Eylül 2025 Cumartesi, 15:01

Türkiye’de Mesleki Yönelim Tartışmalarının 40-50 Yıllık Serüveni: Eğitimden İstihdama Uzanan Bir Yol

Türkiye’de mesleki yönelim tartışmaları, yalnızca eğitim sisteminin bir bileşeni değil; aynı zamanda ülkenin kalkınma stratejisinin, iş gücü planlamasının ve toplumsal refah anlayışının ayrılmaz bir parçasıdır. Yaklaşık yarım asırdır süren bu tartışmalar, mesleki eğitim kurumlarının statüsünden yükseköğretime geçiş politikalarına, iş gücü piyasasının beklentilerinden dijitalleşmeye kadar geniş bir alanı kapsamaktadır.

Bu yazıda, Türkiye’de mesleki yönelim tartışmalarının tarihsel gelişimini ve günümüzde ulaştığı noktayı akademik kaynaklar ışığında ele alacağız.

1970’ler ve 1980’ler: Meslek Liselerinin Altın Çağı

1970’lerde hızlanan şehirleşme ve sanayileşme, ara eleman ihtiyacını gündeme taşıdı. 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu (1973) mesleki eğitimi Türk milli eğitim sisteminin temel unsurlarından biri olarak tanımladı. 1980’lerde Özal döneminin serbest piyasa ekonomisi politikalarıyla birlikte meslek liseleri stratejik önem kazandı.

Ancak bu dönemde yapılan araştırmalar, meslek liselerinin çoğunlukla akademik başarıda geri kalan öğrencilerin yönlendirildiği kurumlar olarak algılanmasının, sosyal statü sorununa yol açtığını ortaya koydu (Özer, 2018).

1990’lar: Katsayı Krizi ve İstihdam-Uyum Sorunu

1990’lı yıllarda genç işsizlik oranlarının artışı, mesleki eğitim-istihdam uyumsuzluğunu gündeme taşıdı. OECD (1994) ve Dünya Bankası (1996) raporlarında Türkiye’de mesleki eğitimin iş gücü piyasası ihtiyaçlarını yeterince karşılamadığı vurgulandı.

1997’de sekiz yıllık kesintisiz eğitim reformu, meslek liselerine geçişte kırılma yarattı. Yükseköğretime girişte uygulanan katsayı farkı, meslek lisesi mezunlarının üniversiteye erişimini kısıtladı ve kamuoyunda yoğun tartışmalara yol açtı (Özdemir, 2009).

2000’ler: Avrupa Birliği Uyum Süreci ve Kurumsallaşma

2000’li yıllarda Avrupa Birliği uyum süreci kapsamında mesleki eğitim yeniden yapılandırıldı. 2006’da Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) kurularak ulusal meslek standartlarının belirlenmesi sağlandı.

Bu dönemde İŞKUR tarafından meslek danışmanlığı hizmetleri yaygınlaştırıldı, öğrenciler için ilgi ve beceri testleri geliştirildi (Demirel, 2008). Akademik çalışmalar, mesleki yönelimde sosyo-ekonomik durumun ve aile beklentilerinin belirleyici olduğunu ortaya koydu (Karakütük, 2012).

2010’lar: Dijitalleşme ve İnsan Kaynağı Planlaması

2010’larda 4+4+4 eğitim sistemiyle ortaokuldan itibaren yönlendirme tartışmaları yeniden başladı. TÜBİTAK destekli projelerle dijital ilgi envanterleri pilot uygulamalara alındı.

OECD’nin Education at a Glance raporları, Türkiye’nin mesleki eğitimde gençleri iş gücü piyasasına hazırlama kapasitesinin sınırlı olduğunu vurguladı (OECD, 2015). Araştırmalar, öğrencilerin yalnızca beceriye değil, kişilik özelliklerine ve değerler sistemine göre de yönlendirilmesi gerektiğini ortaya koydu (Aytaç & Ilgaz, 2017).

2020’ler: Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ve Dijital Envanterler

2020’li yıllarda mesleki yönelim tartışmaları, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli kapsamında dijitalleşme ile yeni bir boyut kazandı. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından geliştirilen Mesleki İlgi ve Mesleki Beceri Envanterleri, 2025-2026 eğitim öğretim yılında ortaokul ve lise düzeyinde kullanılmaya başlandı.

Bu envanterler, öğrencilerin ilgi, yetenek ve kişilik özelliklerini ölçerek eğitim ve meslek tercihlerine yön verecek. Uluslararası örneklerle (Strong Interest Inventory, Personal Globe Inventory) benzerlik gösteren sistem, Türkiye’de eğitim-istihdam dengesine katkı sağlamayı amaçlıyor.

Uluslararası Kıyaslama

Türkiye’nin mesleki eğitim göstergeleri, OECD ortalaması ve AB ülkeleri ile karşılaştırıldığında farklılıklar dikkat çekmektedir:

Ülke/Bölge Mesleki Ortaöğretime Katılım (%) Mezunların İşe Yerleşme Oranı (%) Yükseköğretime Geçiş Oranı (%)
Türkiye 36 55 28
OECD Ortalaması 45 70 35
AB Ülkeleri 48 72 38

Grafik 1. Uluslararası Kıyaslama – Çubuk Grafik

Sonuç

Türkiye’de mesleki yönelim tartışmaları, yaklaşık 50 yıllık süreçte eğitim politikalarının en çok tartışılan başlıklarından biri oldu. Meslek liselerinin statüsünden katsayı krizine, AB uyum sürecinden dijitalleşmeye kadar pek çok faktör, bu tartışmalara yön verdi.

Bugün uygulamaya konulan dijital envanterler, bu yarım asırlık tartışmanın somut bir ürünü olarak değerlendirilebilir. Akademik çalışmalar ve uluslararası deneyimler ışığında, Türkiye’nin önünde hem eğitim hem de istihdam açısından daha güçlü bir eşgüdüm kurma fırsatı bulunmaktadır.

Kaynakça

  • Aytaç, T., & Ilgaz, G. (2017). Mesleki yönelim ve kariyer danışmanlığında yeni yaklaşımlar. Eğitim Bilimleri Dergisi, 47(2), 115-132.
  • Demirel, N. (2008). Türkiye’de mesleki danışmanlık uygulamaları ve İŞKUR’un rolü. Çalışma ve Toplum, 4(19), 91-110.
  • Karakütük, K. (2012). Türkiye’de mesleki eğitimin gelişimi ve sorunları. Eğitim ve Bilim, 37(166), 14-29.
  • OECD. (1994). Vocational education and training in Turkey. Paris: OECD Publishing.
  • OECD. (2015). Education at a Glance 2015. Paris: OECD Publishing.
  • Özdemir, S. (2009). Katsayı uygulamasının yükseköğretime geçişte etkileri. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 36(2), 73-89.
  • Özer, M. (2018). Mesleki eğitimde yeni paradigma. Milli Eğitim Dergisi, 47(219), 15-28.
  • World Bank. (1996). Vocational education in Turkey: A policy review. Washington D.C.: World Bank.

Köşe Yazarı: Dr. Oğuz Poyrazoğlu
Unvan: Kurucu, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Haber Portalı: Gazete Ankara Dijital Haber Portalı
E-posta: opoyrazoglu@gazeteankara.com.tr
WhatsApp Haber Hattı: +90 531 512 62 32

YORUM YAP

Yorumu Gönder

YORUMLAR (0)