YAZARLAR

20 Haziran 2025 Cuma, 23:10

Küresel Etki İçin Yükseköğretimde Yeni Bir Çağrı

2024-2025 Eğitim Yılı Kapanırken, Türkiye Üniversiteleri İçin Stratejik Coğrafi Sorumluluk ve Çözüm Üretme Vizyonu

Yeni Dönemin Eşiğinde: Bilginin Dağıtıcı Gücü ve Üniversitelerin Küresel Sorumluluğu

2024-2025 eğitim öğretim yılının sonuna yaklaşırken, yükseköğretim sistemimizi yalnızca biten bir dönemin değil, başlaması gereken yeni bir vizyonun eşiğinde görüyoruz. Bu yazı, hem bir değerlendirme hem bir çağrıdır.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın resmi web sitesinde yayımlanan strateji belgeleri arasında yer alan "Milli Teknoloji Hamlesi ve Stratejik Dönüşüm Belgeleri", Türkiye’nin kalkınma politikalarında üniversitelerin oynayacağı dönüştürücü rolü açıkça ortaya koymaktadır.

Ancak bu hedeflerin ete kemiğe bürünmesi için üniversitelerin, bilgiyi depolayan değil, coğrafi sorumluluklarla hareket eden, insanlığa çözüm üreten kurumlar haline gelmesi şarttır.

YÖK ve Yükseköğretimin Stratejik Konumlandırması

Yükseköğretim Kurulu (YÖK), bu dönemin stratejik aklı olmak zorundadır. Üniversiteleri, sadece akademik skorlar üzerinden değil; bölgesel istikrar, kriz yönetimi ve bilimsel diplomasi üretme becerisiyle değerlendiren yeni bir çerçeveye kavuşturmak elzemdir.

Coğrafi Sorumluluklar Temelli Akademik Genişleme

Türkiye'nin sahip olduğu tarihsel, kültürel ve ekonomik bağlar, üniversitelerimize bölgesel uzmanlaşma için doğal alanlar sunuyor. Bu doğrultuda;

Orta Asya ile mühendislik ve teknoloji ortaklıkları,

Balkanlar için afet yönetimi ve dijital sağlık çözümleri,

Afrika için temiz su, sağlık teknolojileri ve tarım inovasyonları,

Orta Doğu için savaş sonrası yapılandırma, dijital eğitim ve sosyal girişimcilik,

Kafkasya için yeşil dönüşüm ve çevresel sürdürülebilirlik,

Uzak Doğu için yapay zekâ, dijitalleşme ve akademik diplomasi ekseninde programlar geliştirilmelidir.

Bu model yalnızca dış politika ile değil, Milli Teknoloji Hamlesi’nin bölgesel diplomasiyle entegre edilmesini sağlayacaktır.

Kurumsal Kapasite: Yeni Nesil Üniversite Yapısı

Bu vizyonun başarısı, üniversitelerimizin kurumsal altyapılarını yeniden inşa etmesiyle mümkündür:

Uluslararası Proje ve Diplomasi Ofisleri: Erasmus+, AB Horizon, FAO gibi programlarda aktif proje üretme kapasitesi.

Bölge Temelli Akademik Merkezler: Türk Dünyası Teknoloji Enstitüsü, Afrika İnovasyon Akademisi gibi özel yapılar.

Hibrit Eğitim Platformları: Çok dilli sanal kampüsler, açık bilim sistemleri.

Küresel İnovasyon Kümeleri: Teknoparklarla entegre, diasporayla ilişkili ağ yapıları.

YÖK Perspektifinden Ortak Vizyon: Bölgesel Uzmanlık ve Eşgüdüm

YÖK bünyesinde kurulacak “Stratejik Coğrafi Sorumluluklar Platformu”, üniversiteleri bölgeler arası uzmanlık paylaşımına yönlendirmeli. Bu yapı sayesinde:

Türkiye üniversiteleri dışarıda kampüsler ve araştırma merkezleri kurabilecek,

Uluslararası öğrenci trafiği bilimsel diplomasi aracı olarak değerlendirilecek,

Akademi, Türkiye'nin kalkınma yardımlarını sahada destekleyecektir.

Sonuç: Yükseköğretim Kıtalararası Akademik Güce Dönüşmeli

Bugün, bir akademik yılı kapatırken üniversitelerimize yalnızca mezun üretmeleri için değil, insanlığın kriz noktalarına çözüm taşıyan yapılar olmaları için çağrı yapıyoruz.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın strateji belgeleriyle uyumlu bu vizyon, Türkiye'nin akademik dış politikası için temel oluşturmalıdır.

Bu bir çağrıdır:
Üniversiteler sadece bilgi değil, çözüm dağıtan merkezler olmalıdır. Türkiye’nin yükseköğretimi, sahip olduğu potansiyel ve jeopolitik konumla; kıtalararası çözüm, bilimsel diplomasi ve insanlık yararına teknoloji üreten bir güce dönüşmelidir.

Dr. Oğuz Poyrazoğlu
Kurucu ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü | Köşe Yazarı
Gazete Ankara Dijital Haber Portalı
"Türkiye’nin kalbi Ankara’nın sesi"
bilgi@gazeteankara.com.tr | WhatsApp: +90 531 512 62 32
www.gazeteankara.com.tr

YORUM YAP

Yorumu Gönder

YORUMLAR (0)