YAZARLAR

15 Aralık 2025 Pazartesi, 08:00

Görünmeyen Yaralar: Akran Zorbalığı

Bizim zamanımızda da olurdu” cümlesini çok sık duyuyorum. Oysa bugün biliyoruz ki akran zorbalığı, çocuklukta yaşanan sıradan bir çatışma değil; ruhsal gelişimi, benlik algısını ve hatta yetişkinlik döneminde ruh sağlığını etkileyebilen ciddi bir sorundur. Akran zorbalığı; bir çocuğun ya da ergenin, kendisini savunmakta zorlandığı bir durumda, bir veya birden fazla akranı tarafından sürekli ve kasıtlı olarak fiziksel, sözel, sosyal ya da dijital yollarla zarar görmesidir. Buradaki kilit kelimeler süreklilik ve güç dengesizliğidir. Bir kez yaşanan tartışma zorbalık değildir; ancak tekrar eden ve çocuğu çaresiz bırakan davranışlar zorbalık olarak değerlendirilir.

Zorbalık Sadece Fiziksel Değildir

Toplumda hâlâ zorbalık denince akla ilk olarak fiziksel şiddet gelir. Oysa araştırmalar, en yaygın zorbalık türünün sözel ve duygusal zorbalık olduğunu göstermektedir. Alay etme, lakap takma, dışlama, küçük düşürme, dedikodu yayma ve son yıllarda giderek artan siber zorbalık, çocukların ruh sağlığını derinden etkileyebilir. Özellikle dijital ortamda yapılan zorbalık, “okul bitince sona ermeyen” bir baskı yaratır. Çocuk evine geldiğinde de zorbalık mesajlarıyla, paylaşımlarla ve tehditlerle karşı karşıya kalabilir. Bu durum kaygı bozuklukları, depresyon, okuldan kaçınma ve özgüven sorunlarına zemin hazırlayabilir.

Zorbalığın Sessiz Belirtileri

Zorbalığa uğrayan her çocuk yaşadığını açıkça anlatmaz. Bazı çocuklar utandığı, bazıları suçlandığını düşündüğü, bazıları ise ailesini üzmemek için susar. Ancak ebeveynlerin ve öğretmenlerin dikkat etmesi gereken önemli işaretler vardır: 

  • Okula gitmek istememe
  • Aniden akademik başarıda düşüş
  • İçine kapanma, ağlama nöbetleri
  • Uyku ve iştah değişiklikleri
  • Sebebi açıklanamayan bedensel yakınmalar

Bu belirtiler “geçici bir dönem” olarak görülüp ihmal edildiğinde, sorun derinleşebilir.

Zorbalık Yapan Çocuklar da Görülmelidir

Önemli bir nokta da şudur: Zorbalık yapan çocuklar da genellikle bir şey anlatmaya çalışır. Araştırmalar, zorbalık davranışı gösteren çocukların bir kısmında empati becerilerinin zayıf olduğunu, bir kısmında ise ev içi stres, ihmal veya model alınan yanlış davranışların etkili olabildiğini göstermektedir. Bu nedenle çözüm, yalnızca cezalandırmak değil; nedenleri anlamak ve doğru müdahaleleri yapmak olmalıdır.

Ne Yapabiliriz?

Akran zorbalığıyla mücadelede en güçlü adım, erken fark etmek ve doğru şekilde müdahale etmektir. Aileler için birkaç temel öneri:

  • Çocuğunuzla her gün kısa da olsa gerçek bir sohbet kurun.
  • “Okulda nasıldı?” yerine “Bugün seni mutlu eden ya da zorlayan bir şey oldu mu?” diye sorun.
  • Zorbalığı anlattığında küçümsemeyin, hemen çözüm dayatmayın; önce dinleyin.

Okullar için ise; koruyucu ruh sağlığı programları, öğretmen farkındalığı ve güvenli bildirim mekanizmaları vazgeçilmezdir.

Unutmayalım; akran zorbalığı bireysel değil, toplumsal bir sorundur. Bir çocuğun yaşadığı zorbalık, yalnızca onun değil, hepimizin sorumluluğudur. Güvenli, anlayışlı ve duyarlı bir çevre oluşturmak ise yetişkinlerin ortak görevidir.


Doç. Dr. Dilşad Yıldız Miniksar I Köşe Yazarı
Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı
dyminiksar@gazeteankara.com.tr

YORUM YAP

Yorumu Gönder

YORUMLAR (0)