YAZARLAR

08 Eylül 2025 Pazartesi, 00:00

Yapay Zekâ: Rakip mi, Yardımcı mı? Türkiye’nin Geleceği Bu Seçimde Saklı

Yapay zekâ (YZ), çağımızın en tartışmalı ve en dönüştürücü teknolojilerinden biri. Günlük yaşamımızda, iş dünyasında ve eğitimde etkilerini giderek daha net hissetmeye başladığımız bu teknoloji, aynı zamanda bir ikilem de sunuyor: Yapay zekâyı rakip olarak mı konumlandırmalıyız, yoksa onu bir yardımcı, bir iş ortağı olarak mı kullanmalıyız?

Bu soru, yalnızca teknoloji dünyasını değil, toplumları ve devlet stratejilerini de ilgilendiriyor. Türkiye gibi ülkeler için seçim, sadece verimlilik değil, aynı zamanda güvenlik, etik sorumluluk ve sürdürülebilirlik açısından da kritik öneme sahiptir.

Rakip Olarak Yapay Zekâ: YZ’yı rakip olarak görmek, çoğu zaman bir yarış mantığıyla eş anlamlıdır. Şirketler, laboratuvarlar ve hatta devletler, YZ’yı kendi sınırlarını zorlayacak bir rakip olarak konumlandırdığında, kısa vadede etkileyici sonuçlar elde edilebilir. Ancak bu tehlikeli bir yarıştır.

Örneğin, bir yazılım şirketi YZ’yı tamamen bağımsız bırakıp bir uygulamayı tasarlayıp geliştirmesini sağlayabilir. AI’nın ürettiği çözümler yenilikçi ve hızlı olabilir, ancak riskler büyüktür. Bunlar:

  • Kontrol kaybı ve hatalar,
  • Veri güvenliği ve etik sorunlar,
  • İnsan yaratıcılığının devre dışı kalmasıdır.

Bu yaklaşım, kısa vadeli başarı getirebilir, ama uzun vadede toplumsal ve ekonomik maliyetleri ağır olur.

Yardımcı Olarak Yapay Zekâ:  
Diğer yandan, YZ’yı yardımcı olarak görmek, teknolojiyi insan kapasitesini artırmak için kullanmayı ifade eder. Burada amaç, YZ’nın sınırlarını zorlamak değil, insanın yeteneklerini desteklemektir. Bu ise sürdürülebilir ve güvenli bir yoldur.

Örneğin, bir yazılım geliştirme sürecinde YZ:

  • Kod önerilerinde bulunur, hataları tespit eder
  • Veri analizini hızlandırır, kullanıcı geri bildirimlerini işler
  • Tasarım ve strateji süreçlerinde destek olur

Böylece insanlar yaratıcı ve stratejik kararlarını korurken, YZ verimlilik ve hız sağlar. Sonuç olarak, iş gücü daha etkin kullanılır, hatalar minimize edilir ve süreçler daha güvenli hale gelir.

Türkiye’nin Perspektifi ve Stratejik Seçim : Türkiye, yapay zekâyı yalnızca bir yarış aracı olarak görürse, büyük risklerle karşı karşıya kalır. Oysa YZ’yı bir yardımcı olarak konumlandırmak, ülkemizin hem teknoloji ekosistemini güçlendirir hem de eğitimden sağlığa, endüstriden kamu yönetimine kadar her alanda sürdürülebilir bir gelişim sağlar.

Bu yaklaşım, aynı zamanda etik ve sosyal sorumluluk açısından da en doğru seçimdir. Yapay zekâyı kontrolsüz bir rakip olarak görmek, kısa vadede heyecan verici olabilir; ancak uzun vadede toplum ve ekonomi üzerinde geri dönülmez etkiler yaratabilir.

Sonuç
Geleceği inşa eden her ülke, teknolojiyi bir yarış aracı olarak görmek yerine bir iş birliği ve güçlendirme aracı olarak kullanmalıdır. Yapay zekâ da bundan farklı değildir. Türkiye’nin ve insanlarımızın doğru seçim yapması, YZ’yı rakip olarak görmek yerine, onu bir yardımcı olarak konumlandırmaktan geçer. Böylece teknoloji, insanın kapasitesini artıran, toplumu güçlendiren ve sürdürülebilir bir gelecek inşa eden bir araç olur.

Saygılarımla

Prof. Dr. Ayhan ERDEM – Köşe Yazarı
aerdem@gazeteankara.com.tr
Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi
Gazete Ankara Dijital Haber Portalı

 

YORUM YAP

Yorumu Gönder

YORUMLAR (0)