YAZARLAR

15 Kasım 2025 Cumartesi, 00:00

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 15 Kasım 1983’teki İlanı ve Türkiye Açısından Stratejik-Jeopolitik Anlamı

15 Kasım 1983 tarihinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ilanı, yalnızca bir siyasal oluşumun ortaya çıkışı değil; uluslararası hukukun temel normları, bölgesel güvenlik mimarisi ve Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki jeopolitik konumlanışı açısından çok katmanlı sonuçlar doğuran bir tarihsel dönüm noktasıdır. Bu ilan, Kıbrıs Türk halkının self-determinasyon hakkının bir tezahürü olarak, siyasi eşitlik ilkesinin kurumsal bir çerçeveye kavuşturulmasıyla gerçekleşmiştir.


Self-determinasyon Hakkının Normatif Çerçevesi :
Self-determinasyon, Birleşmiş Milletler Şartı’nın 1(2) maddesinde ve 1966 tarihli Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi ile Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi’nde tanımlanmış ve uluslararası hukukta erga omnes (herkese karşı) nitelikte, yani tüm devletlere karşı ileri sürülebilen bir hak niteliği kazanmıştır.

Kıbrıs Türk halkı açısından bu hak, 1950’lerden itibaren maruz kalınan etnik şiddet, siyasal dışlanma ve 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ortaklık yapısının sistemli biçimde ihlâl edilmesi nedeniyle somut bir gereklilik haline gelmiştir.

Bu çerçevede KKTC’nin ilanı, uluslararası hukuk literatüründe sıklıkla vurgulanan “korunabilir self-determinasyon” (remedial secession) tartışmalarıyla da yakından ilişkilidir. Zira Kıbrıs Türk toplumu, kurucu ortaklık statüsünün ortadan kaldırılmasıyla kendi siyasal varlığını korumak için alternatif bir devlet yapısına yönelmiştir.

Siyasi Eşitlik ve Ortaklık Devletinin Çöküşü:  1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yapısal temelini oluşturan “iki halkın siyasi eşitliği” ilkesi, 1963’teki anayasal krizin ardından fiilen ortadan kalkmıştır. Kıbrıs Türklerinin ortaklık devletinden dışlanması, hem yönetim organlarının istikrarsızlaşmasına hem de adada toplumsal güvenliğin çözüldüğü bir dönemsel kırılmaya yol açmıştır.

Bu bağlamda KKTC’nin ilanı, siyasi eşitlik ilkesinin uluslararası sistem içerisinde kurumsallaştırılmasına yönelik bir girişim olarak değerlendirilmelidir. Zira federasyon temelli çözüm arayışlarının başarısızlığının ana nedeni, Kıbrıs Rum tarafının siyasi eşitlik ilkesini çoğunluk temelli bir egemenlik anlayışıyla ikame etmeye çalışmasıdır.

Türkiye Açısından Jeopolitik ve Güvenlik Boyutları: Türkiye açısından KKTC’nin ilanı, normatif bir destekten öte jeopolitik zorunluluklar çerçevesinde de değerlendirilmiştir. Kıbrıs, Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin:

  • Güvenlik mimarisinin bütünlüğünü,
  • Deniz yetki alanlarının (MEB-Münhasır Ekonomik Bölge ve kıta sahanlığı) sınırlandırılmasını,
  • Enerji kaynaklarına ve deniz ticaret yollarına erişimini,
  • Bölgesel caydırıcılık kapasitesini,  doğrudan etkileyen stratejik bir coğrafyadır.

Kıbrıs’ın Anadolu yarımadasına olan yakınlığı, adanın üçüncü aktörlerce kontrol edilmesini Türkiye’nin ulusal güvenliği açısından kabul edilemez bir risk kategorisine yerleştirmektedir. Bu nedenle 1983’teki ilan, Türkiye’nin bölgesel güvenlik stratejisinde dengeleyici ve sürdürülebilir bir yapı oluşturmuştur.

KKTC’nin İlanının Uluslararası Sistem Açısından Okunması : KKTC’nin ilanı, uluslararası toplumda sınırlı tanınma ile karşılanmış olsa da, uluslararası sistemin “tanıma pratiği”nin her zaman hukuki kriterlerle değil, çoğunlukla jeopolitik konjonktürle belirlendiğini göstermektedir. Bu nedenle KKTC örneği, uluslararası hukukta tanınma sorunlarının siyasal karar alma süreçlerinden bağımsız değerlendirilemeyeceğini ortaya koymaktadır.

Sonuç

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ilanı, Kıbrıs Türk halkının kolektif varlığını koruma, siyasi eşitliğini sürdürme ve uluslararası hukukun kendisine tanıdığı self-determinasyon hakkını kullanma iradesinin kurumsallaşmış biçimidir.

Türkiye açısından ise bu ilan, Doğu Akdeniz’de hem jeopolitik dengeyi hem de güvenlik mimarisinin sürdürülebilirliğini destekleyen bir stratejik zorunluluk olarak önemini korumaktadır.

1983’teki ilan bir “sonuç” değil; uluslararası hukuk, jeopolitik ve toplumsal varoluşun kesiştiği noktada yeni bir siyasi düzenin başlangıcı olarak anlam kazanmaktadır.

Saygılarımla

Prof. Dr. Ayhan ERDEM – Köşe Yazarı
aerdem@gazeteankara.com.tr
Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi
Gazete Ankara Dijital Haber Portalı

KKTC'nin Dünya Devletleri Arasında Tanınmamasının Temel Nedeni ve Tanınması İçin Stratejik Eylem Planı başlıklı yazı

https://www.gazeteankara.com.tr/writers/ayhan-erdem/kuzey-kibris-turk-cumhuriyetinin-dunya-devletleri-arasinda-taninmamasinin-temel-nedeni-ve-taninmasi-icin-stratejik-eylem-plani-4173

 

 

YORUM YAP

Yorumu Gönder

YORUMLAR (0)