YAZARLAR

11 Eylül 2025 Perşembe, 00:00

Emlak Vergisinde Artışa Fren: Hükümetten Vicdani Bir Düzenleme Gelmelidir

Türkiye’nin dört bir yanında vatandaşın cebini doğrudan etkileyen emlak vergisi, son dönemde rayiç bedellerindeki beklenmedik artışlarla gündemin en sıcak maddesi haline gelmiştir. Bina rayiç bedellerinde bazı bölgelerde yüzde 500, bazı büyükşehirlerde ise yüzde 1400’e varan artışlar, pek çok aileyi derin bir kaygıya sevk etmiştir. Bu durum, sadece ekonomik bir mesele olmanın ötesine geçerek, vatandaşın devletine olan güvenini de ölçen bir sınav niteliği kazanmıştır.

İstanbul’un kenar mahallerinden birinde yaşayan Ayşe Hanım ve eşi, 20 yıl boyunca ödedikleri ev taksitlerini henüz tamamlamış, küçük birikimleriyle çocuklarına güvenli bir yuva hazırlamaya çalışmışlardı. Ancak, son emlak vergisi artışıyla birlikte yıllık vergi borçları neredeyse yedi katına çıkacak. Ayşe Hanım’ın ifadesiyle, “Evimiz bize güven, sığınak ve gelecek demekti. Şimdi her sabah borç endişesiyle uyanıyoruz.” Benzer şekilde, Ankara’da yaşayan Ali Bey de, küçük çocuğuyla birlikte bir apartman dairesinde oturuyor; yeni artış sonrası ailesinin aylık giderleri artık asgari gelirinin büyük bir kısmını oluşturur hale gelecek.

                          

Bu tabloyu biraz daha net görmek için, bazı büyükşehir ve illerdeki rayiç bedel artışlarını karşılaştırmalı olarak sunmak önemlidir: Şöyle ki;

Şehir

Önceki Rayiç Bedel (m²)

Yeni Rayiç Bedel (m²)

Artış Oranı

İstanbul

8.000 TL

120.000 TL

%1.400

Ankara

6.500 TL

52.000 TL

%700

İzmir

5.000 TL

25.000 TL

%400

Bursa

4.000 TL

20.000 TL

%400

Antalya 

3.500 TL

17.500 TL 

%400

Diyarbakır

2000 TL

12000 TL

%500

Her vergi artışı, sadece tabloya yansıyan bir rakam değildir; arkasında on binlerce aileye dokunan bir yaşam hikayesi vardır. Emek vererek elde ettiği birikimleriyle aldığı evinde, ailesinin geleceğine güvenle bakan vatandaş, bir anda karşısında hesaplanamaz rakamlar bulduğunda sadece mali değil, duygusal bir yükle de karşı karşıya kalır.

Hükümetin atacağı adımlar, yalnızca rakamlarla değil, insan hayatıyla da ölçülecek bir vicdan sınavıdır. Adil ve dengeli bir düzenleme, vatandaşın devletine olan güvenini pekiştirecek, toplumsal barışı ve sosyal dayanışmayı güçlendirecektir. Devletin sorumluluğu sadece yasa uygulamak değil; vatandaşının yanında durmak, hakkını korumak ve sosyal adaleti tesis etmektir.

Türkiye’nin geleceği, sadece ekonomik göstergelerle değil, vatandaşının güven ve huzur duygusuyla da şekillenir. Bu noktada, emlak vergisinde vicdanı bir düzenlemenin yapılması, sadece bugünün değil, yarının Türkiye’si için de bir umut ışığıdır. Ayşe Hanım’ın, Ali Bey’in ve milyonlarca ailenin huzuru, bir rakamın çok ötesinde anlam taşır; bu, devletin vicdanıyla ölçülecek bir meseledir.

Çözüm Önerileri

  • Vergi Tavanlarının Belirlenmesi: Bina rayiç bedellerinde aşırı artışları sınırlayan bir tavan uygulaması getirilebilir. Bu, özellikle büyükşehirlerdeki ani artışların aileleri zor durumda bırakmasını önleyecektir.
  • Gelir Düzeyine Göre Orantılı Vergi: Vergi yükü, ailenin gelir durumu ile orantılı hâle getirilebilir. Düşük ve orta gelirli aileler için indirimler veya taksitlendirme seçenekleri sunulması, sosyal adaletin sağlanmasına katkı sağlar.
  • Bölgesel Farklılaştırma: Türkiye’nin farklı bölgelerinde ekonomik koşullar farklılık gösterdiği için, emlak vergisi oranları bölgesel olarak da düzenlenebilir. Böylece, dezavantajlı bölgelerde yaşayan vatandaşlar korunmuş olur.
  • Şeffaf ve Katılımcı Hesaplama: Rayiç bedellerin hesaplanma süreci şeffaf olmalı, vatandaşın itiraz etme ve bilgi alma hakkı güvence altına alınmalıdır. Bu, devlet-vatandaş ilişkisine olan güveni artıracaktır.
  • Geçiş Dönemi Uygulaması: Ani ve yüksek artışların vatandaşları zor durumda bırakmaması için, yeni oranlar kademeli olarak uygulanabilir; böylece ailelerin bütçesini planlaması kolaylaşır.

Bu çözüm önerileri, sadece ekonomik istikrarı değil; aynı zamanda toplumsal güveni, vicdanı ve adaleti de gözeten bir yaklaşımı temsil eder. Hükümet, bu adımları attığında, milyonlarca ailenin yüreğine güven ve umut aşılayacak; Türkiye’nin geleceğine dair toplumsal barışı pekiştirecektir.

Saygılarımla

Prof. Dr. Ayhan ERDEM – Köşe Yazarı
aerdem@gazeteankara.com.tr
Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi
Gazete Ankara Dijital Haber Portalı

Not: Yazıda adı geçen Ayşe Hanım ve Ali Bey tamamen sembolik isimlerdir.

 

 

YORUM YAP

Yorumu Gönder

YORUMLAR (0)