YAZARLAR

26 Kasım 2025 Çarşamba, 00:00

Avukatlık Mesleği: Hukuk Devletinin Dayandığı Temel Sütun

Türkiye’de adalet sisteminin işleyişinde en kritik rolü üstlenen avukatlık mesleği, yalnızca bir meslek grubu olmanın çok ötesinde, hukuk devletinin kurumsal varlığını ayakta tutan vazgeçilmez bir unsurdur. Toplumsal barışın, hak arama özgürlüğünün ve hukukun üstünlüğünün sürdürülebilirliği, savunmanın gücü ve bağımsızlığıyla doğru orantılıdır. Bu sebeple avukatlık, hem devlet hem toplum açısından stratejik bir fonksiyon taşımaktadır.

Son yıllarda hukuk eğitimindeki hızlı genişlemenin, mesleğin kurumsal niteliğini titizlikle koruma gerekliliğini daha görünür kıldığı açıktır. Hukuk fakültelerinin planlı, bilimsel ve kalite odaklı bir anlayışla yapılandırılması, modern bir adalet sisteminin temel şartıdır. Nitelikli hukukçu yetiştirilmesi, yalnızca bireylerin mesleki geleceği için değil, ülkenin demokratik düzeninin sağlıklı işleyişi için de zorunluluktur. Bu nedenle akademik standartların güçlendirilmesi, eğitimin niteliğinin izlenmesi ve ulusal akreditasyon mekanizmalarının devreye sokulması artık ertelenemez bir ihtiyaç haline gelmiştir.

Avukatlığın ilk basamağını oluşturan staj süreci ise mesleğin değerlerini genç hukukçulara aktaran son derece kıymetli bir dönemdir. Bu dönemin sosyal güvence, nitelikli eğitim ve kurumsal destekle güçlendirilmesi; savunma mesleğinin geleceğine yapılacak en stratejik yatırımlardan biridir. Stajyer avukatların mesleğe güvenle adım atması, hem mesleğin etik temellerinin hem de adalet sisteminin uzun vadeli sağlığının bir göstergesidir.

Mesleğe başlayan genç avukatlar, toplumun en kırılgan anlarına tanıklık eden, bireyin temel haklarını koruyan, adaletin soyut ilkelerini somut hayata taşıyan bir sorumluluğun mirasçılarıdır. Avukat, bir özgürlüğün korunmasında da bir haksızlığın giderilmesinde de toplumsal güvenin temsilcisi olarak görev yapar. Bu yüksek sorumluluğun karşılığında, mesleğin ekonomik ve kurumsal şartlarının güçlendirilmesi; savunmanın toplum içindeki saygın konumunu daha da pekiştirecektir.

Bu bağlamda CMK (Ceza Muhakemeleri Kanunu) uygulamaları, avukatlık asgari ücret tarifesi, kamu avukatlarının özlük hakları ve avukata yönelik şiddetin önlenmesi gibi alanlar, savunmanın kurumsal gücünü artıracak politika başlıklarıdır. Bu alanlarda yapılacak düzenlemeler, yalnızca avukatların değil, adalet sisteminin bütününün güçlenmesine hizmet edecektir.

Kamuda görev yapan avukatların sorumluluk düzeyinin ve mesleki katkısının, kurumsal statüleriyle uyumlu hale getirilmesi de hukuk devletinin kurumsal bütünlüğü açısından önem taşımaktadır. Kurum avukatlarının özlük haklarının güçlendirilmesi, kamunun hukuki temsil kapasitesini doğrudan yükseltecektir.

Bir diğer önemli başlık ise avukata yönelik şiddetle mücadeledir. Avukat, adalet sürecinin zorunlu aktörüdür ve bu nedenle adliye, karakol ve diğer resmi alanlarda güvenliğinin sağlanması, hukuki işleyişin ayrılmaz bir parçasıdır. Güçlü bir yasal çerçeve, savunmaya duyulan saygının ve hukuk devletine olan bağlılığın en somut göstergesi olacaktır. Bunun için atılması gereken temel adımlar nelerdir? Hususunu başlıklar halinde inceleyelim.

Hukuk fakültelerinde yüksek akademik standartların güvence altına alınması

  • Asgari akademik kadro ve altyapı şartı,
  • Bilimsel kriterlerle belirlenen kontenjanlar,
  • Ulusal akreditasyon sistemi.

Stajyer avukatlara kurumsal güvence

  • Sosyal güvenlik desteği,
  • Standardize edilmiş staj ücreti,
  • Güçlendirilmiş mesleki eğitim modeli.

CMK sisteminin güncel ekonomik koşullara uyarlanması

  • Düzenli ve öngörülebilir güncelleme mekanizmaları,
  • Kurumsal itibarı güçlendiren ücret yapısı.

Avukatlık asgari ücret tarifesinin otomatik endeks sistemi

  • Ekonomik göstergelere bağlı dinamik güncelleme.

Kamu avukatlarının statüsünün güncellenmesi

  • Özlük haklarının sorumluluk düzeyiyle uyumlu hale getirilmesi.

Avukata yönelik şiddetin caydırıcı şekilde düzenlenmesi

  • Kamu görevlisine yönelik şiddetle eşdeğer yaptırımlar,
  • Adliye ve kolluk birimlerinde güçlendirilmiş güvenlik protokolleri.

Sonuç Olarak

Avukat, yalnızca bir davanın tarafı adına konuşan kişi değildir; hukukun, vicdanın ve toplumun sesi olarak adaletin en güçlü payandalarından biridir. Bir ülkede savunma ne kadar güçlü ise hukuk devleti de o kadar güçlüdür. Bu nedenle avukatlık mesleğinin kurumsal olarak desteklenmesi, güçlendirilmesi ve geleceğe güvenle taşınması, yalnızca mesleğin değil; ülkenin adaletinin, demokrasisinin ve toplumsal barışının teminatıdır.

Unutulmamalıdır ki avukatı güçlendirmek, adaleti güçlendirmektir. Savunmanın sesi, toplumun vicdanıdır. Bu sesin güçlü, özgür ve saygın biçimde varlığını sürdürmesi, hepimizin ortak sorumluluğudur.

Saygılarımla,

Prof. Dr. Ayhan ERDEM – Köşe Yazarı
aerdem@gazeteankara.com.tr
Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi
Gazete Ankara Dijital Haber Portalı

 

YORUM YAP

Yorumu Gönder

YORUMLAR (0)