Yoğun Bakımda İstenmeyen Misafir: Grip Mevsimine Hazırlık
Küçük Önlemler, Büyük Kazanımlar !
Yoğun bakımların en sık hasta grubunu oluşturan akciğer enfeksiyonları, sonbahar aylarında gribal enfeksiyonların artmasıyla birlikte yeniden gündeme geliyor. Mevsimsel grip, toplumda çoğu zaman hafif atlatılsa da ileri yaşta, kronik hastalığı bulunanlarda ve bağışıklığı baskılanmış bireylerde zatürreye kadar ilerleyebilen ciddi tablolara yol açabiliyor. Bu nedenle, sonbahar yalnızca doğanın renk değiştirdiği bir dönem değil, aynı zamanda sağlık sistemleri için de hazırlık gerektiren bir süreçtir.
Peki bu süreçte biz hekimler ve toplum nasıl hazırlık yapmalıyız?
Öncelikle grip aşısının Eylül–Ekim aylarında yapılmasının, hastalığın en yoğun görüldüğü döneme karşı güçlü bir koruma sağladığını hatırlatmak gerekiyor. Yoğun bakımda görev yapan bizler içinse; el hijyeni, izolasyon önlemleri, maske ve havalandırma gibi basit ama etkili uygulamaların önemini bir kez daha vurgulamak şart. Toplum açısından bakıldığında ise, sağlıklı beslenme, yeterli uyku, düzenli egzersiz ve kapalı alanlarda kalabalıktan mümkün olduğunca kaçınmak alınabilecek en değerli tedbirler arasında yer alıyor.
Grip aşısı konusunda tereddütlerin olduğunun farkındayım. Hatta, “Hocam ben faydasını görmedim” diyenleri duyar gibiyim. Ancak şunu bilmek lazım ki, grip aşısı her yıl Dünya Sağlık Örgütü’nün öngördüğü en yaygın virüs tiplerine göre hazırlanıyor. Yani yüzde yüz koruma sağlamasa da hastalığın daha hafif atlatılmasına, zatürre ve yoğun bakım ihtiyacının azalmasına ciddi katkıda bulunuyor. Özellikle 65 yaş üstü bireylerde, kronik hastalığı olanlarda ve sağlık çalışanlarında aşı, bir önlemden öte hayati bir koruyucu kalkan niteliği taşıyor.
“Haklısınız, karar verdim grip aşısına… Ne yapmam lazım Hocam? Nereye başvurmalıyım?” diye soranlara cevabım şu: Grip aşısı aile hekimliklerinde ücretsiz olarak yapılabiliyor. Özellikle risk gruplarında (65 yaş üstü, kronik hastalığı olanlar, hamileler) devlet tarafından karşılanıyor. Bunun dışında kalan kişiler de eczanelerden aşıyı temin edip aile hekiminde ya da özel sağlık kuruluşlarında yaptırabilirler. En doğru bilgi için bağlı bulunduğunuz aile hekiminize başvurmanız yeterli.
“Grip aşısı olmak istemedim, peki başka nelere dikkat edeyim?” diye soranlara da elbette önerilerim var. En basit ama en etkili yöntem el hijyeni; ellerinizi sık sık sabunla yıkayın. Kalabalık ve kapalı ortamlarda bulunuyorsanız mümkünse maske kullanın, ortamı havalandırmaya özen gösterin. Düzenli uyku, dengeli beslenme, bol sıvı alımı ve yürüyüş gibi basit egzersizlerle bağışıklığınızı güçlü tutun. Hasta olduğunuzu düşündüğünüzde de “aman geçer” demeyin; özellikle ateş, öksürük ve halsizlik uzun sürüyorsa bir hekime başvurun.
Ben, Onkoloji Hastanesi’nde çalışan bir hekim olarak özellikle kanser hastalarına seslenmek istiyorum. Bağışıklık sisteminiz tedavilerden dolayı zayıflayabiliyor ve bu da sizi enfeksiyonlara karşı daha hassas hale getiriyor. Grip sizin için çoğu insana göre daha ağır seyredebilir. Bu nedenle hem grip aşısı hem de basit korunma önlemleri büyük önem taşıyor. Maskenizi takın, kalabalık ortamlarda dikkatli olun, yakın çevrenizi de hijyen ve aşı konusunda teşvik edin. Unutmayın, alacağınız her küçük önlem sizi yoğun bakım yerine sağlıklı bir kışa bir adım daha yaklaştırır.
Sonbahar, doğanın değişim zamanı olduğu kadar sağlığımız için de hazırlık dönemidir. Bugün alacağımız küçük önlemler, yarının istenmeyen hastalıklarını önleyebilir. Gelin hem kendimizi hem de sevdiklerimizi koruyalım; sağlıklı, huzurlu ve güvenli bir kışa birlikte adım atalım.
YORUM YAP