YAZARLAR

17 Aralık 2025 Çarşamba, 08:30

Ankara 2030’a doğru… Dünya Başkentlerinde Akıllı Şehir Yönetimi: Ankara İçin Karşılaştırmalı Dersler

Tokyo, Singapur, Toronto ve Berlin örnekleri gösteriyor ki; akıllı şehirler teknolojiyle değil, uzun vadeli planlama, kurumsal uyum ve süreklilik gösteren kamu aklıyla inşa ediliyor. Peki Ankara için bu deneyimler ne söylüyor?

Akıllı şehir tartışmaları çoğu zaman teknoloji merkezli yürütülür. Sensörler, dijital panolar, mobil uygulamalar ve yapay zekâ çözümleri, kavramın ön yüzünü oluşturur. Oysa dünya örnekleri dikkatle incelendiğinde, başarının arkasında teknolojiden çok kurumsal tutarlılık, yönetişim sürekliliği ve uzun vadeli planlama kültürü olduğu açıkça görülür.

 

Tokyo: Uzun Vadeli Kamu Aklı ve Toplumsal Uyum

Tokyo Metropol Yönetimi, akıllı şehir politikalarını kısa vadeli projelerle değil, 10 ve 20 yıllık perspektiflerle ele almaktadır. Ulaşım, afet yönetimi, yaşlanan nüfus politikaları ve dijital altyapı yatırımları; birbirinden kopuk başlıklar değil, aynı ana planın tamamlayıcı parçalarıdır.

Bu yaklaşım, Japonya’nın ulusal düzeyde benimsediği “Society 5.0” vizyonu ile birebir örtüşmektedir. Toplumun dijital dönüşümden dışlanmaması, teknolojinin insan merkezli kullanımı ve kamu hizmetlerinin sürekliliği bu vizyonun temelini oluşturur. Söz konusu model, Japon İçişleri ve İletişim Bakanlığı tarafından yayımlanan resmi politika belgelerinde açıkça tanımlanmış ve uygulama sonuçlarıyla belgelenmiştir.

Tokyo örneği bize şunu öğretir:
Akıllı şehir, teknoloji yatırımı değil; uzun soluklu bir kamu yönetimi disiplinidir.

 

Toronto: Katılımcılık ve Sosyal Etki Temelli Akıllı Şehir

Toronto’da akıllı şehir uygulamaları, belediyenin tek başına yürüttüğü teknik projeler değildir. Üniversiteler, özel sektör, sivil toplum kuruluşları ve yerel topluluklar; karar alma süreçlerine doğrudan ve kurumsal olarak dâhil edilir.

Kanada Federal Hükûmeti tarafından finanse edilen “Smart Cities Challenge” programı; projeleri yalnızca teknik yeterlilik açısından değil, sosyal etki, erişilebilirlik ve toplumsal fayda kriterleri üzerinden değerlendirmiştir. Program, bağımsız denetim mekanizmalarına tabi tutulmuş ve sonuçları kamuoyuyla paylaşılmıştır.

Toronto modeli, akıllı şehir kavramının yalnızca “verimli” değil; aynı zamanda adil ve kapsayıcı olması gerektiğini ortaya koymaktadır.

 

Berlin: Çok Merkezli Yapıda Ortak Standartlar

Berlin örneği ise Ankara açısından özellikle öğreticidir. Federal bir başkent olan Berlin, çok merkezli ve karmaşık bir yönetsel yapıya sahiptir. Buna rağmen “Berlin Smart City Strategy” ile tüm ilçeleri kapsayan ortak bir dijital ve yönetsel çerçeve oluşturulmuştur.

İlçeler, kendi özgün ihtiyaçlarına göre projeler geliştirebilmekte; ancak veri standartları, dijital altyapı ve hizmet ilkeleri ortak bir sistem içinde korunmaktadır. Avrupa Birliği Komisyonu, bu modeli “ölçeklenebilir ve uyarlanabilir şehir yönetimi” örneği olarak tanımlamaktadır.

Berlin bize şunu göstermektedir:
Merkezi akıl ile yerel esneklik birlikte mümkündür.

 

Ortak Ders: Sistemli Kamu Yönetimi Olmadan Akıllı Şehir Olmaz

Bu örneklerin ortak noktası nettir:
Akıllı şehir, tekil başarı hikâyeleriyle değil; sistemli, ölçülebilir ve denetlenebilir bir kamu yönetimi pratiğiyle inşa edilir.

Ankara için buradan çıkarılabilecek dersler açıktır:

  • Akıllı belediyecilik, ilçe bazında rastgele ve kopuk projelerle ilerleyemez.
  • Büyükşehir–ilçe ilişkisi, dijital ve yönetsel olarak yeniden tanımlanmalıdır.
  • Üniversiteler, karar süreçlerinin dış paydaşı değil; asli bileşeni olmalıdır.
  • Her uygulama; ölçülebilir, karşılaştırılabilir ve kamuoyuna hesap verebilir olmalıdır.

Ankara; sahip olduğu üniversiteler, kamu kurumları, nitelikli insan kaynağı ve kurumsal geçmişiyle bu modeli hayata geçirebilecek nadir şehirlerden biridir. Eksik olan unsur, imkân değil; ortak akıl ve süreklilik iradesidir.

 

Kapanış ve Geçiş

Burada altı çizilmesi gereken temel gerçek şudur:
Akıllı şehirler, teknolojiyi yöneten şehirler değil; aklını teknolojiyle disipline eden şehirlerdir.

Ankara 2030 yolculuğu; günü kurtaran projelerle değil, geleceği tasarlayan yönetim anlayışıyla anlam kazanacaktır. Bu yazı dizisi, başkent için böyle bir düşünce zemini oluşturmayı hedeflemektedir.

Bir sonraki yazıda; akıllı belediyeciliğin belkemiğini oluşturan açık veri, şeffaflık ve katılımcı bütçe modellerini; dünya uygulamaları ve Ankara’ya uyarlanabilir somut mekanizmalar çerçevesinde ele alacağız.

Çünkü 2030’a giden yolda,
akıllı şehir olmanın ilk şartı, güvenilir ve açık bir yönetime sahip olmaktır.

 

Kaynak Notu

  • Government of Japan – Society 5.0 Policy Framework
  • Government of Canada – Smart Cities Challenge Reports
  • European Commission – Smart Cities Marketplace

 

Dr. Oğuz Poyrazoğlu
Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi
Gazete Ankara Dijital Haber Portalı – Köşe Yazarı
Kurucu ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
opoyrazoglu@gazeteankara.com.tr

YORUM YAP

Yorumu Gönder

YORUMLAR (0)