YAZARLAR

14 Ekim 2025 Salı, 00:00

Bu Ülkede İzmir Marşı ile Mehter Marşı Barıştığında Her Şey Daha Güzel Olacak

Geçmişin nefesi, geleceğin umut ışığıyla buluştuğunda, milletin ruhu da barışır. Türkiye’nin tarih sahnesinde müzik, sadece bir nota dizisi değil; bir milletin yüreğine işleyen, ruhunu şekillendiren bir aynadır. İzmir Marşı ve Mehter Marşı… Biri Cumhuriyet’in ilk nefeslerinde özgürlüğün coşkusunu taşır, diğeri Osmanlı’nın ihtişamlı geçmişinden cesaret ve disiplinle gelir. Biri içimizi ısıtan özgürlük ateşi, diğeri yüreklerde yankılanan kararlılık ve gurur melodisidir.

Ama biz neden bu farklılıkları bir çatışma olarak görüyoruz? Tarih, sadece zaferlerden ibaret değildir; acılarla, mücadelelerle, umutlarla ve başarılarla örülmüş bir bütündür. İzmir Marşı ile Mehter Marşı arasındaki uyum, geçmiş ile gelecek, mücadele ile umut, tarih ile bilincin buluşmasıdır. Bu buluşma gerçekleştiğinde, biz de geçmişimizi reddetmeden, geleceğe güvenle yürüyebiliriz.

Bir sahne hayal edin: Aynı ortamda, arka arkaya çalan İzmir Marşı ve Mehter Marşı… Sadece notalar birleşmiyor; farklı dönemlerin ruhları, kültürel kodlar ve aynı milletin değerleri bir araya geliyor. O an tarih gözlerinizin önünde canlanıyor, kahramanlarımızın cesareti kulaklarınızda çınlıyor, geleceğe dair umutlar kalbinizde dans ediyor. Çocuklarımıza geçmişin gururunu, bugünün bilincini ve yarının hayallerini bir arada hissettirebiliriz.

Bu ülkede her şey daha güzel olacaksa, önce kalpler barışmalıdır. Mehter’in cesaretini ve İzmir Marşı’nın özgürlüğünü yan yana dinleyebilmek, yalnızca bir müzik deneyimi değil; toplumsal barışın, kültürel derinliğin ve millet olma bilincinin en güçlü simgesidir. İşte o zaman, tarihimizle barışmış, geleceğe umutla yürüyen bir Türkiye’yi yaşayacağız.

Ve inanıyorum ki, bu barış bir gün sadece müzikte değil, hayatın her alanında da kendini gösterecek. Farklılıklarımızı zenginlik olarak gören bir toplum, her alanda güçlü, cesur ve umut dolu olacaktır. İzmir Marşı ile Mehter Marşı’nın buluşması, yalnızca iki melodinin birleşmesi değil; bir milletin ruhunun, kimliğinin ve geleceğe dair inancının yankısıdır. O yankıyı duyduğumuzda, tarih de, kültür de, gelecek de bir araya gelir ve her şey gerçekten çok daha güzel olacaktır.

Geçmişin sesiyle geleceğin umudu birleştiğinde, milletin ruhu da barışır.

Saygılarımla

Prof. Dr. Ayhan ERDEM – Köşe Yazarı
aerdem@gazeteankara.com.tr
Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi
Gazete Ankara Dijital Haber Portalı

 

 

YORUM YAP

Yorumu Gönder

YORUMLAR (0)