Tarihin Kader Günleri

Türk milletinin tarihindeki bazı günler vardır ki, yalnızca geçmişi değil, bugünü ve yarını da belirler. İşte 26 Ağustos, bu günlerin en başında gelir.

• 1071 Malazgirt: Vatanı kuran kudret
• 1176 Miryokefalon: Vatanı koruyan irade
• 1922 Büyük Taarruz: Vatanı kurtaran ruh

Bu zincirin her halkası, Türk milletinin bağımsızlık iradesinin ve var olma kararlılığının ebedi simgesidir.

Malazgirt’te Açılan Kapılar

Prof. Dr. Ayhan Erdem’in ifadesiyle, Malazgirt Zaferi yalnızca bir askeri üstünlük değil, bir milletin kalbiyle mühürlendiği gündür. Sultan Alp Arslan’ın beyaz kefen gibi giysileriyle ordusunun önüne çıkışı, yalnızca askerlerine değil, tarihe seslenişti.
Bugün de devletin en üst kademesinde, Malazgirt’te yapılan törenler bu ruhun yaşatıldığının en somut göstergesi oldu. Cumhurbaşkanı, kabine üyeleri ve siyasi liderlerin katılımıyla düzenlenen programlar, 26 Ağustos’un bir “tarih hatırlatma” değil, bir “gelecek vizyonu” olduğuna işaret etti.

Miryokefalon’da Korunan Vatan

1176’da Sultan II. Kılıç Arslan’ın Miryokefalon’daki zaferi, Malazgirt’te açılan kapıların bir daha kapanmayacağını ilan etti. Türklerin Anadolu’daki varlığı, artık geri dönülmez şekilde kalıcı hale geldi.

Büyük Taarruz: İstiklali Kurtaran Zafer

Prof. Dr. Güray Kırpık’ın analizinde öne çıkan nokta, Büyük Taarruz’un yalnızca askeri bir harekât değil, milletin yeniden doğuşu olmasıdır.
26 Ağustos 1922 sabahı Kocatepe’den başlayan hücum, dört gün içinde Dumlupınar’da kesin zafere ulaştı. Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın TBMM’de yaptığı şu vurgu tarihe geçti:

“Her safhasıyla düşünülmüş, hazırlanmış, yönetilmiş ve zaferle sonuçlandırılmış olan bu harekât Türk ordusunun, Türk subaylarının ve kumanda heyetinin yüksek kudret ve kahramanlığını tarihte bir daha tespit eden muazzam bir eserdir. Bu eser, Türk Milleti’nin hürriyet ve istiklal fikrinin ölümsüz âbidesidir.”

Uluslararası Etkiler

Büyük Taarruz, yalnızca Anadolu’nun kurtuluşu değil, dünya siyasetine yön veren bir dönüm noktası oldu. Dönemin Fransız basını zaferi “Yunanlıların değil, İngilizlerin hezimeti” olarak tanımladı.
Atatürk’ün Nutuk’taki şu sözleri, bu zaferin ruhunu en veciz şekilde anlatır:

“Milli Mücadelede şahsî hırs değil, millî ülkü, onur hakiki etken olmuştur.”

Geleceğe Emanet

Bugün genç kuşaklara düşen görev, Malazgirt’te kurulan, Miryokefalon’da korunan, Dumlupınar’da kurtarılan bu vatanı bilimle, teknolojiyle, ilimle yüceltmek ve geleceğe taşımaktır.
Prof. Dr. Ayhan Erdem’in ifadesiyle: “Geçmişin kahramanlıkları sizleri gururlandırmak içindir; geleceğin kahramanlıklarını ise sizler yazacaksınız.”

Sonuç

26 Ağustos, yalnızca bir tarih değil; bir milletin varlık senedi, bağımsızlık belgesi ve gelecek için emanetidir.
Bugün hem Malazgirt’te düzenlenen devlet törenlerinde, hem de ulusal ve uluslararası basındaki yankılarında görüldüğü gibi, bu gün milletin ortak hafızasında canlı tutulmaya devam ediyor.

Okuyucularımıza Not:

• Prof. Dr. Ayhan Erdem’in yazısının tamamı için tıklayınız. 
• Prof. Dr. Güray Kırpık’ın yazısının tamamı için tıklayınız.

Dr. Oğuz POYRAZOĞLU

Gazete Ankara Dijital Haber Portalı GÜNDEM