YAZARLAR

12 Ekim 2025 Pazar, 13:56

Ankara’da Özgüven Sahne Aldı: CCIF, Türkiye’nin Yaratıcı Endüstrilerini Küresel Haritaya Taşıdı

Değerli Gazete Ankara Okurları,

Geçtiğimiz yazılarda Türkiye'nin yaratıcı enerjisini doğru yönlendirdiğimizde, sanat ve teknolojinin kesişiminde büyük fırsatlar doğduğundan bahsetmiştim. Oyunlarımız dünya listelerine giriyor, tasarımlarımız uluslararası vitrinlerde yer buluyor. Ancak bu potansiyeli kalıcı ekonomik ve diplomatik güce dönüştürmek için hâlâ kurumsal bir özgüvene ve yapısal vizyona ihtiyacımız var.

Tam da bu noktada, geçtiğimiz ay Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi’nin (ASBÜ) ev sahipliğinde gerçekleşen Kültürel İfadeler ve Kreatif Endüstriler Diplomatik Forumu’ndan (CCIF) söz etmek gerekiyor. Diplomatik temsilcileri ağırladığımız ve özgüvenimizi sahneye taşıdığımız bir buluşmaydı. Etki Derneği tarafından, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteği ve UNESCO Türkiye Millî Komisyonu’nun iş birliğiyle başlangıçta 100 kişilik bir kokteyl olarak planlanmıştı. UNESCO 2005 Kültürel İfadelerin Çeşitliliği Sözleşmesi’nin 20. yılına ithafen düzenlenen bu ilk buluşma, sektör temsilcilerinin cömert katkılarıyla hızla büyüdü ve CCIF Platformu doğdu.

Bu sahiplenme, CCIF’in özünü tam olarak yansıtıyordu: Çünkü forumun savı, yaratıcı endüstrilerin kamunun kaynaklarını tüketen değil; kamu etkisini artıran, kendi değerini üreten bir ekosistem olduğuydu. Kısacası bu etkinlik, Türkiye’nin yaratıcı sektörlerinin kendi sesini duyurduğu, küresel aktörlere “Biz de buradayız” dediği güçlü bir adım oldu.

Formatın Kendisi Bir Mesajdı: “Biz Buradayız”

CCIF, klasik bir toplantıdan çok, “etkileşimli diplomasi” anlayışının bir örneğiydi. Türkiye’nin cesur yapımcıları, oyun geliştiricileri, tasarımcıları ve sanatçıları bu modelin kalbinde yer aldı. 24 ülkenin büyükelçisi dâhil olmak üzere 60’tan fazla ülkenin diplomatik temsilcisi, yaratıcı sektörlerle aracısız bir diyalog zemininde buluştu. Başta 100 kişiyle planlanan davet, yalnızca yabancı konukların ilgisiyle bile kapasitesini aştı; toplamda 242 seçkin katılımcı ağırlandı. Bu yoğun ilgi, forumun ne kadar gerçek bir ihtiyaca karşılık geldiğini açıkça gösterdi.

Etkinliğin formatı, sektörün edilgen bir konumda beklemesi yerine, kendi hikâyesini uluslararası aktörlere doğrudan anlatmasını sağladı. Sanatçı Renan Bilek’in Türk ve Batı müziğini harmanladığı performansından, Project İstanbul’un “Türkiye’nin Dijital Müzeleri” filmine, ANFİYAP’ın animasyon gösterimine, Zamansız İşler’in deneyim tasarımlarına, NETCO’nun karakter tasarımı sergisine ve Nükhet Demir Çekirdek Sanat Atölyesi’nin küratörlüğündeki “Kültürel İfadelerin Çeşitliliği” karma sergisine kadar her içerik, diplomatik dili sanatsal etkileşimle buluşturdu. Konya Büyükşehir Belediyesinin Sosyal İnovasyon Ajansı ve Divizyon adlı teknoloji merkezi; Tokat Büyükşehir Belediyesi de etkinlikte Anadolu’nun zenginliğini davetlilere etkili şekilde sundu. Bu sayede kültürel çeşitlilik, sanat ve diplomasi aynı sahnede ortak bir anlatıya dönüştü; kreatif endüstrilerin ve gelecek projelerin diplomatik dille konuşulduğu etkileşimler zenginleşti.

Devlet ve Sektör El Ele: Stratejik Bir Adım

Katılımcı profili, CCIF’in sıradan bir etkinlik olmadığını açıkça gösterdi. Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürü Erkin Yılmaz, Dışişleri Bakanlığı Kültürel Diplomasi Genel Müdür Yardımcısı O. İlhan Şener, Ticaret Bakanlığı Kültürel Hizmetler ve Yaratıcı Endüstriler Daire Başkanı Duygu Çeçen Yaygır, Ankara Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Duhan Kalkan ve UNESCO Türkiye Millî Komisyonu Başkan Vekili Prof. Dr. Nizamettin Kazancı başta olmak üzere pek çok kamu temsilcisi, uluslararası konukların karşısında yaratıcı sektör profesyonelleriyle omuz omuza bir duruş sergiledi.

Bu tablo, yaratıcı endüstrilerin artık yalnızca bir “kültürel destek” alanı değil, ulusal bir stratejik öncelik olarak konumlandığının güçlü bir göstergesiydi.

Dahası, forumun milyonlarca liralık sponsorluk geliri, sektörün kendi potansiyeline yatırım yapma kararlılığını ortaya koydu. Bu finansal başarı, “devletten bekleyelim” anlayışından, “geleceğimizi birlikte inşa edelim” yaklaşımına geçişin en somut ifadesiydi. Bu bile tek başına mutluluk verici.

Ankara İçin Bir Fırsat

CCIF, Türkiye’nin yaratıcı gücünü küresel sahneye taşırken, aynı zamanda Ankara’nın üstlenmesi gereken stratejik rolü de hatırlattı. Forum, yaratıcı endüstrilerde İstanbul, İzmir ve Ankara’nın öncülük ettiği; Anadolu’nun farklı şehirlerinin ise bu ekosisteme değer kattığı çok merkezli bir iş birliği modelinin önemini gösterdi.

Ne İstanbul’un ticari dinamizmini ne Ankara’nın nitelikli istihdamını ve güçlü kamu bağlantılarını, ne de İzmir’in kültürel çeşitliliğini birbirinin alternatifi olarak görme lüksümüz var. Aksine, bu üç büyük eksen bir araya geldiğinde Türkiye, küresel yaratıcı ekonomi oyuncularıyla doğrudan, sonuç odaklı iş birlikleri kurabilecek bir kapasiteye ulaşabilir. Bu noktada Ankara’nın soğukkanlı, uzlaştırıcı ve kurumsal duruşu, yaratıcı endüstriler için giderek birleştirici bir merkez gücü haline geliyor.

Sonuç: Bir Günden Fazlası

CCIF, Türkiye’nin yaratıcı sektörleri için sıradan bir toplantı olmanın ötesindeydi; “Biz varız, bize güvenin ve birlikte üretelim” mesajının küresel sahnedeki ilk somut ifadesiydi. Bu özgüvenin arkasında yalnızca yetenek değil, aynı zamanda doğru stratejik ortaklıklarla kurulan vizyoner bir zemin var. Türkiye, bu özgüvenin kaldıraç etkisiyle 2,7 trilyon dolarlık küresel yaratıcı ekonomiden hak ettiği payı almaya bir adım daha yaklaştı.

Ne mutlu ki, Türkiye’deki yaratıcı endüstri temsilcilerimiz dünyaya yalnızca bir pazar gözüyle bakmıyor; birlikte üretmeye ve iş birliğine öncelik veriyor. Etkinlikte düzenleme kurulu adına yaptığım konuşmadan bir alıntıyla bitirmek isterim:

“Tarihimizden miras aldığımız İpek Yolu’nun barış ve ticaret ruhunu hatırlıyor ve diyorum ki: Yaratıcı ekonomi, rotası tüm dünyanın çeşitliliğini kapsayan yeni ve uzamsız İpek Yolu’dur.”

Doç. Dr. Erman M. Demir
Başkent Üniversitesi Öğr. Üyesi
Gazete Ankara Dijital Haber Portalı | Köşe Yazarı

ermdmr@gazeteankara.com.tr

YORUM YAP

Yorumu Gönder

YORUMLAR (0)