İnsanoğlu, tarih boyunca makamın cazibesine, servetin ihtişamına ve gücün sarhoş edici iktidarına kapılmıştır. Ancak bu yolun sonunda çoğu kez kendini unutan, köklerinden kopan, asli kimliğini gölgeleyen bir insan profili ortaya çıkar. Oysa insanı yücelten şey, sahip oldukları değil; onları taşıma biçimidir. Unutulmamalıdır ki, tevazu ve şükran, insanı insan kılan en büyük erdemlerdir.
Türkiye’nin son yıllardaki dış politika hamleleri, yalnızca coğrafi sınırların ötesine taşan stratejik bir vizyonu değil, aynı zamanda bilgiye ve entelektüel derinliğe dayalı bir devlet aklının olgunlaşmasını da gösteriyor. Dışişleri Bakanımız Dr. Hakan Fidan’ın Gazi Üniversitesi 2025–2026 Akademik Yılı Açılış Töreni’nde yaptığı konuşma, bu sürecin adeta entelektüel bir özeti niteliğindeydi.
Bir meydanda toplanmış kalabalığı düşünün. Ortada sepetin içinden kıvrılarak yükselen bir yılan; izleyenler hayretle, biraz da korkuyla gözlerini bu sahneye dikmiş. Fakat kimse, elinde ney tutan, melodiyi yöneten ve yılanı hareket ettiren kişiye bakmaz. İnsan gözü, çoğunlukla tehlikeyi temsil edene kilitlenir; oysa oyunu kurgulayan, sahneyi düzenleyen, ritmi belirleyen arka planda, görünmezdir.
Türkiye, 2012 yılında yürürlüğe giren 4+4+4 kademeli zorunlu eğitim sistemiyle eğitim tarihinde önemli bir dönemeçten geçti. Bu model, eğitimi 12 yıllık zorunlu sürece bağlarken, bireylerin temel, orta ve lise kademelerinde farklı yönelimler geliştirmesine imkân tanıyordu. Ancak artık mesele sadece “süre” değil; eğitim sürecinin özü, yönü ve derinliği haline gelmiştir. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in Kabine’ye sunacağını açıkladığı rapor, Türkiye’nin eğitim felsefesinde yeni bir kırılma noktasına işaret ediyor. Artık sorulması gereken soru, “Ne kadar eğitim veriyoruz?” değil, “Bu eğitim bireyi ne kadar donanımlı hâle getiriyor?” olmalıdır.
Millî Eğitim Bakanlığı tarafından yayımlanan 2025/63 sayılı genelge, yalnızca idari bir düzenleme metni değil; Türkiye’nin eğitim felsefesinde köklü bir paradigma değişiminin belgesi niteliğindedir. TYMM (Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ) adını taşıyan bu yaklaşım, Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında eğitimi salt bilgi aktarımından çıkararak; değer, erdem ve eylem ekseninde yeniden tanımlamaktadır. 2025–2026 eğitim öğretim yılı, bu modelin ilk kez sistemli biçimde hayata geçirileceği bir döneme işaret etmektedir. Bu yeni Türkiye Yüzyıl’ında eğitimin yeni paradigması olarak okunabilir. Bu yazımızda; genelgeyle değinilmek istenilen hususları kısa başlıklar altında inceleyeceğiz.
Bilim ve teknoloji tarihimizin en parlak sayfalarından biri olan TEKNOFEST, 2025 yılında 13. kez düzenlendi. İlk kez 2018’de İstanbul’da başlayan bu festival; her geçen yıl hem coğrafi yayılımını hem de katılımcı yoğunluğunu artırarak “milli teknoloji vizyonu”nun sahne alacağı büyük bir platforma dönüşmüştür.
Son yıllarda Türkiye’nin bilim, teknoloji ve inovasyon alanındaki atılımlarının en dikkat çekici örneklerinden biri hiç kuşkusuz TEKNOFEST Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivalidir. Sadece bir etkinlik olmanın ötesinde, TEKNOFEST bir milli teknoloji vizyonunun toplumsal hareketi haline gelmiştir. Her yıl milyonlarca gencin hayallerini, fikirlerini ve üretkenliğini aynı çatı altında buluşturan bu büyük festival, ülkemizin geleceğine yön veren bir okul, bir laboratuvar ve bir ilham kaynağıdır.
İsrail’in Filistin halkına yönelttiği sistematik şiddet, yalnızca Ortadoğu’nun kanayan bir yarası değil; aynı zamanda insanlığın vicdanını sınayan evrensel bir imtihandır. Gazze’de her gün dökülen kan, mazlumun feryadını olduğu kadar, sessiz kalan dünyanın ahlaki iflasını da gözler önüne sermektedir. Bugün yaşanan trajedi, yalnızca bir coğrafyanın acısı değil; insanlığın değerler sisteminin, adalet anlayışının ve kurumsal ahlakının testidir. Bu zulmü durdurmak, devletlerin, uluslararası kurumların ve bireylerin ortak iradesiyle mümkündür. Zira sessizlik, zalimi cesaretlendiren en tehlikeli silahtır.
Dijital çağın insanlığa sunduğu fırsatlar inkâr edilemez. Bilgiye erişim hızlandı, iletişim kolaylaştı ve dünya daha önce hiç olmadığı kadar birbirine yaklaştı. Ancak her teknolojik nimet, beraberinde yeni imtihanlar da getiriyor. Bugün henüz geniş kitleler tarafından farkına varılmayan, fakat sessizce gençliğimizi kuşatan yeni bir tehdit ile karşı karşıyayız: dijital uyuşturucular (Binaural Beats).
Türkiye’nin yükseköğretim sisteminde belki de en az tartışılan, fakat uygulamada öğrenci, öğretim üyesi ve idari personel açısından büyük sıkıntılar doğuran mesele “ ders geçme / harf not sistemleri”dir. Her üniversitenin, hatta bazen fakülte veya bölüm düzeyinde, farklı yönetmelikleri, harf karşılıklarını ve başarı kriterlerini benimsemesi, sistemin birliğini bozmakta; öğrencinin hakkını ve öğretim sürecinin şeffaflığını zedelemektedir.
“Günün manşetleri ve en çok okunan haberlerinden ilk siz haberdar olmak istiyorsanız e-posta adresinizi Gazete ANKARA e-bültenine kayıt edebilirsiniz!”
Nasuh Akar Mah. Türk Ocağı Cad. No:28/3, 06520 Çankaya/ ANKARA
+90 (312) 285 63 33
+90 (312) 285 63 33
www.gazeteankara.com.tr
bilgi@gazeteankara.com.tr
Haber Sisteminin Android/ iPhone/ iPad Uygulamaları mobil cihazlar üzerinden anlık olarak takip edilebilmesi amacıyla tasarlanmıştır.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK kapsamında toplanıp işlenir. Detaylı bilgi almak için Aydınlatma Metnimizi inceleyebilirsiniz.