Birçok insanda bir şeye sahip olmadan onu verme ya da sahip olmadığı bir yetkiyi kullanma hevesi vardır. İnsan var olmayan bir şeyi nasıl verir ki? Ancak lafla. Bu çok kolaydır. Onun için “Lafla peynir gemisini yürütmeye”, “Tandır başında bağ dikmeye” bayılırız.
Günlük hayatımızda, dost sohbetlerinde, cami vaazlarında sık sık menkıbeler anlatılır. Bu, sözlü kültürün bizdeki güçlü etkisinin bir yansımasıdır. Evet, menkıbeler bazen bir konuyu örneklemek ya da bir değeri anlatmak için işe yarayabilir. Ancak bu hikâyelere yaklaşımda dikkatli olunmalıdır. Çünkü aklın ve bilimin sunduğu gerçeklerin karşısında, geçmişte yaşanmış ya da uydurulmuş, hayatın olağan akışına uymayan anlatılara dayanarak çözüm aramak, bizi edilgenleştirir ve sorunları çözmek yerine onlardan kaçmamıza neden olur.
Para, yaşamın kaçınılmaz bir parçası. Hayatta kalmak, ihtiyaçlarımızı karşılamak için paraya ihtiyacımız var. Ancak para, yalnızca bir araç olmaktan çıktığında; güç, prestij ve statü aracı haline geldiğinde, insanı değiştirmeye başlar. Asıl soru burada başlıyor: Para insanın safiyetini bozar mı?
Makam; büyük ve önemli görev yeri anlamına gelir. Çoğu insan için arzu edilen bir mevkidir. Makam odası, makam sekreteri, makam arabası, makam şoförü gibi unsurlar; dışarıdan bakıldığında ihtişamlı ve nefse hoş gelen birer statü sembolüdür. Ancak bu görüntünün ardında, insanın zaaflarını açığa çıkaran, karakterini ve değerlerini sınayan bir imtihan yatar.
Durdu GÜNEŞ Şiir sevenlerin birçoğu her şiirin yaşanmış bir gerçeklikten doğup doğmadığını merak eder. Ünlenmiş ve bestelen aşk şiirlerinin öznesi çoğu kez şairlere sorulur. O duygu halinin hayali olamayacağı zannedilir.
Tatil; hayatın rutin akışına karşı bir mola vermek, hayatın hızını yavaşlatmak hem kendimizi hem de zamanı yeniden keşfetmektir. Kendimizle beraber olmak aynı zamanda kendimizi tanımamıza fırsat sağlar.
Yaşlılıkta Sosyal Bağlar, Teknoloji ve Sade Yaşam Yaşamın sonbaharında, ruhsal ve bedensel denge kadar sosyal bağlarımız, alışkanlıklarımız ve günlük yaşam pratiğimiz de yaşlılığın kalitesini doğrudan etkiler. Önceki yazılarda içsel yolculuktan ve ruhsal dayanıklılıktan söz ettik. Şimdi gözümüzü biraz dış dünyaya çevirelim. Çünkü yaşlılık sadece içe kapanma değil; anlamlı ilişkiler kurma, bilgeliği aktarma ve yaşamın sadeleşmiş hâliyle barış içinde yaşama sanatıdır.
Yaşlılıkta Ruhsal Dayanıklılık ve Anlam Arayışı İlk yazımızda, yaşlanmaya karşı nasıl sağlıklı bir tutum geliştirilebileceğini konuştuk. Şimdi biraz daha iç dünyamıza yönelelim. Çünkü beden yaşlanırken ruhun genç kalabilmesi, yaşlılığın estetiğini belirler. Bu noktada “ruhsal dayanıklılık” ve “yaşamın anlamı” kavramları önem kazanır. Yaş aldıkça, kayıplar, değişimler ve sınırlılıklar artar. Ancak bunların ruhu yıpratmaması için yeni içsel dengeler kurmak gerekir.
Durdu GÜNEŞ ile Yaşlılığa Dair Üç Bölümlük Yazı Dizisi; Yaşlanmanın Hikmeti ve İyileştirici Gücü Üzerine,Yaşlılıkta Ruhsal Dayanıklılık ve Anlam Arayışı,Yaşlılıkta Sosyal Bağlar, Teknoloji ve Sade Yaşam
Güz gülleri şarkısını bilirsiniz: "Güz gülleri gibiyim/Hiç bahar yaşamadım/Ya sevmeyi bilmedim yıllarca/Ya sevince geç kaldım." Bu dizeler, zamanında yaşanmamış bir aşka duyulan burukluğun ifadesidir. Şu ya da bu sebeple, insan bazen hayatın kendisine sunduğu güzellikleri zamanında fark edemez ya da onların kıymetini ancak kaybettikten sonra anlar.
“Günün manşetleri ve en çok okunan haberlerinden ilk siz haberdar olmak istiyorsanız e-posta adresinizi Gazete ANKARA e-bültenine kayıt edebilirsiniz!”
Nasuh Akar Mah. Türk Ocağı Cad. No:28/3, 06520 Çankaya/ ANKARA
+90 (312) 285 63 33
+90 (312) 285 63 33
www.gazeteankara.com.tr
bilgi@gazeteankara.com.tr
Haber Sisteminin Android/ iPhone/ iPad Uygulamaları mobil cihazlar üzerinden anlık olarak takip edilebilmesi amacıyla tasarlanmıştır.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK kapsamında toplanıp işlenir. Detaylı bilgi almak için Aydınlatma Metnimizi inceleyebilirsiniz.