HABERLER

G[A]
08 Ekim 2025 08:00 | Son Güncelleme: 12 Ekim 2025 18:41

2025-2026 Eğitim Yılında Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli : Erdem, Değer ve Eylem Ekseninde Yeni Ufuklar

 

Millî Eğitim Bakanlığı tarafından yayımlanan 2025/63 sayılı genelge, yalnızca idari bir düzenleme metni değil; Türkiye’nin eğitim felsefesinde köklü bir paradigma değişiminin belgesi niteliğindedir. TYMM (Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ) adını taşıyan bu yaklaşım, Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında eğitimi salt bilgi aktarımından çıkararak; değer, erdem ve eylem ekseninde yeniden tanımlamaktadır. 2025–2026 eğitim öğretim yılı, bu modelin ilk kez sistemli biçimde hayata geçirileceği bir döneme işaret etmektedir.  Bu yeni Türkiye Yüzyıl’ında eğitimin yeni paradigması olarak okunabilir. Bu yazımızda; genelgeyle değinilmek istenilen hususları kısa başlıklar altında inceleyeceğiz.

Aile Yılı, Eğitimde Değer ve Aidiyetin İnşası

Genelgenin temel temasını oluşturan “Aile Yılı”, eğitimin yalnızca okul duvarlarıyla sınırlı olmadığını hatırlatıyor. Dijital çağın bireyselleştirdiği öğrenciyi, aile ve toplum eksenine yeniden dahil etme hedefi, TYMM’nin sosyokültürel temellerini güçlendiriyor. Ebeveyn okulları ve aile temelli değer eğitim programları, sosyal sermayenin eğitim içindeki görünürlüğünü artırırken, farklı aile yapılarının da kapsayıcı biçimde dikkate alınması gerektiğini gösteriyor.

Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli: Felsefi ve Pedagojik Temeller

TYMM, eğitimde üç temel boyutu ön plana çıkarıyor:

  1. Erdem: Ahlaki bütünlük
  2. Değer: Toplumsal kökler
  3. Eylem: Bilginin yaşama dönüştürülmesi

Bu üçlü, klasik müfredat anlayışını aşarak öğrenciyi “özne” hâline getiriyor. Artık eğitim, yalnızca bilişsel gelişim değil; duygusal, etik ve toplumsal bilinç inşasını da merkezine alıyor. TYMM, Cumhuriyet’in ilk döneminde benimsenen “fikri hür, vicdanı hür” anlayışının çağdaş bir yorumu olarak okunabilir.

Dijital Dönüşüm ve Kontrollü Teknoloji Kullanımı

Genelge, dijital araçların eğitimdeki rolünde denge politikası benimsediğini gösteriyor. EBA, (Eğitim Bilişim Ağı-Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü tarafından her bir bireyin kullanımına ücretsiz olarak sunulan çevrimiçi bir sosyal eğitim platformu) HEMBA(Halk Eğitimi Merkezleri Bilişim Ağı) Velivizyon (Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hayata geçirilen, öğrenci velilerinin eğitim süreçlerine daha aktif katılım göstermelerini sağlayan bir dijital platformdur) ve MEBBİS (Milli Eğitim Bakanlığı Bilişim Sistemleri, E-Okul gibi bir çok hizmet online olarak sunan platform) gibi platformlarla öğretim süreçleri dijitalleşirken; sınıfta cep telefonu ve sosyal medya kullanımına sınırlama getiriliyor. Amaç, dijital bağımlılığı azaltmak ve dijital okuryazarlığı planlı biçimde geliştirmek. Öğretmenler, teknolojiyi yasaklamak yerine, onu amaç odaklı bir öğrenme aracına dönüştürmekle sorumludur.

Çevre ve Sürdürülebilirlik Eğitimi: “Yeşil Vatan” Bilinci

TYMM, çevre eğitimini müfredatın omurgasına yerleştiriyor. “Yeşil Vatanı Korumak” başlığı altında enerji tasarrufu, çevre bilinci ve afet farkındalığı öncelik kazanıyor. Enerji Dostu Mavi Yeşil Okul Etiketi” ile okulların çevresel performansı izlenebilir hâle geliyor. Bu yaklaşım, öğrencileri sadece çevreye duyarlı değil, çözüm üreten bireyler olarak yetiştirmeyi hedefliyor.

Okul Kültürü ve Öğretmen Kimliği

Genelge, öğretmenlere yalnızca meslekleri açısından değil, değer aktarıcı olarak da sorumluluk yüklemektedir. Kılık kıyafet ve davranış hatırlatmaları, öğretmenliği toplumsal rol modeline dönüştürmektedir. TYMM’nin başarısı, büyük ölçüde bu öğretmen kimliğinin içselleştirilmesine bağlıdır.

Yönetimsel Yapı ve Pedagojik Yaratıcılık

Uygulamada merkezi bir yönetim modeli öngörülse de, pedagojik yaratıcılığı sınırlamaması kritik önemdedir. Aksi hâlde model, “özgün düşünce” ilkesine ters düşebilir.

Eleştirel Perspektif: Fırsatlar ve Riskler

Fırsatlar:

  • Değer temelli, bütüncül eğitim yaklaşımının kurumsallaşması
  • Öğrencinin karakter ve toplumsal bilinç boyutunda güçlenmesi
  • Dijital ve çevresel farkındalığın artması
  • Aile katılımıyla eğitimde sosyal bütünlüğün sağlanması

Riskler:

  • Aşırı merkeziyetçiliğin yerel pedagojik çeşitliliği zayıflatması
  • Dijital okuryazarlığın yeterince desteklenmemesi hâlinde teknoloji korkusuna yol açması
  • Kültürel çeşitliliğin korunamaması hâlinde tek tipçi bir yaklaşım oluşması

Sonuç ve Değerlendirme

Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, yalnızca bir reform değil; kültürel, ahlaki ve entelektüel yeniden inşanın bir parçasıdır. Bilgi, erdemle; teknoloji, değerle; bireysellik, toplumsal sorumlulukla dengeleniyor. TYMM, öğrenciyi yalnızca bilgiyi üreten değil, hayatı anlamlandıran ve erdemli bir yurttaş olarak yetiştiren bir modeldir. Bu modeli; Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında maarifin ruhu diye özetleyebiliriz.

Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında eğitim, salt bilgi aktarımı değil, insanı merkeze alan bir medeniyet projesi olarak okunmalıdır. TYMM’nin başarılı olması; öğretmenlerin idealist bağlılığına, yöneticilerin pedagojik liderliğine, velilerin bilinçli katılımına ve öğrencilerin bu eğitim ahlakını içselleştirmesine bağlıdır.

Bu yeni paradigma, eğitimde bir reformdan öte, bir maarif dirilişinin ilk işaretidir. Bilgiyi erdemle buluşturmak, değeri eyleme dönüştürmek ve insanı merkeze almak, Türkiye’nin eğitim ufkunu yeniden şekillendiren temel ilkeler olarak karşımızda durmaktadır.

Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, teknik bir müfredat değişikliğinin ötesinde, Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında eğitim ve toplum arasındaki bağı derinleştiren bir medeniyet vizyonudur. Bu vizyon, toplumsal bilinç ve bireysel erdemi birlikte yükseltecek şekilde sahaya taşındığında, maarifin ruhunu yeniden inşa edecektir.

Saygılarımla

Prof. Dr. Ayhan ERDEM – Köşe Yazarı
aerdem@gazeteankara.com.tr
Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi
Gazete Ankara Dijital Haber Portalı

 

 

 

Prof. Dr. Ayhan ERDEM

Prof. Dr. Ayhan ERDEM

Gazete Ankara Dijital Haber Portalı EĞİTİM

YORUM YAP

Yorumu Gönder

YORUMLAR (0)