ASO Başkanı Seyit Ardıç: "Faiz indirimlerinin şartlar uygun oldukça devam etmesini temenni ediyoruz"
Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Seyit Ardıç, Türkiye ekonomisinin yol haritası niteliğindeki Orta Vadeli Program (OVP) ve Merkez Bankası’nın faiz indirim kararına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Ardıç, “Temennimiz, enflasyondaki düşüş eğilimine paralel olarak politika faizindeki indirimlerin şartlar uygun olduğu sürece devam etmesidir. Sanayicilerimizin en öncelikli ihtiyacı uygun koşullu işletme ve yatırım kredileridir” dedi.
ASO Meclis Toplantısı’nda gündem ekonomi
ASO’nun eylül ayı Meclis Toplantısı, Oda Başkanı Seyit Ardıç ve üye sanayicilerin katılımıyla Ankara’da gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan Ardıç, Türkiye ekonomisinin üç yıllık yol haritasını ortaya koyan OVP’nin açıklandığını hatırlatarak, programın Türkiye Ekonomi Şurası’nda tüm paydaşların görüşleri alınarak hazırlandığını söyledi.
OVP’de kredi büyümesinin selektif alanlara yönlendirilmesinin ve ekonomik büyümeyi destekleyici bir bakış açısıyla hazırlanmasının memnuniyet verici olduğunu vurgulayan Ardıç, “Üretimin ve katma değerin öncelikli hedefler arasına alınması son derece önemlidir. Yüksek faiz politikalarının olumsuz etkilerini bertaraf edecek, üretimi destekleyecek uygun koşullu kredi hacminin artırılması, sanayicilerimizin en büyük beklentisidir” diye konuştu.
"Eylemler takvime bağlanmalı"
Ardıç, eylem planlarının somut bir takvime bağlanmasının programın uygulanabilirliği açısından önem taşıdığını ifade ederek şöyle devam etti:
“Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nda mikro düzeyde eylem planlarının açıklanmasını bekliyoruz. OVP’den sağlıklı sonuç alınabilmesi için bu adımların takvime bağlanması, yıl sonunda performans değerlendirmeleri yapılması gerekiyor. Bu yaklaşım programın güvenilirliğini artıracaktır.”
"Enflasyon hedefi ile gerçekleşme arasındaki fark belirsizlik yaratır"
Enflasyonla mücadeleye ilişkin değerlendirmelerde bulunan Ardıç, geçen yıl açıklanan OVP’de 2025 için öngörülen yüzde 17,5’lik enflasyon hedefinin yeni OVP’de yüzde 28,5’e çıkarıldığını hatırlattı. Ardıç, “Hedef ile gerçekleşme arasındaki büyük fark, ekonomik göstergelerin güvenilirliğini zayıflatır ve piyasalarda belirsizlik oluşturur” dedi.
"Sanayicilerin önceliği yatırım ve işletme kredileridir"
Merkez Bankası’nın eylül ayındaki Para Politikası Kurulu toplantısında politika faizini 250 baz puan indirerek yüzde 40,5’e çekmesini değerlendiren Ardıç, şunları söyledi:
“Temennimiz, enflasyondaki düşüş eğilimine paralel olarak faiz indirimlerinin şartlar uygun olduğu sürece devam etmesidir. Sanayicilerimiz, özellikle de KOBİ’lerimiz ve geleneksel sektörlerde faaliyet gösteren işletmelerimiz çok zorlu bir süreçten geçiyor. Bu dönemde en büyük ihtiyaçları uygun koşullu işletme ve yatırım kredileridir. Reel sektör olarak beklentimiz, faiz indirimlerinin hızlıca ticari kredi faiz oranlarına yansıması ve kredi kısıtlamalarının kaldırılmasıdır.”
Ardıç, faiz oranları üzerindeki baskının önemli nedenlerinden birinin de kamu kesiminin borçlanma ihtiyacındaki artış olduğuna dikkat çekerek, “2025 Ocak-Ağustos döneminde kamu kesiminin iç borç çevirme oranı yüzde 147,4 seviyesinde. Bu oran, 2000’lerin başındaki dezenflasyon sürecinde görülen ortalamanın iki katından fazladır” dedi.
"Savunma sanayi büyümeyi sürüklüyor"
Sanayi sektörünün büyüme performansına da değinen Ardıç, OVP’de 2025 yılı için öngörülen büyüme tahmininin yüzde 3,3’e revize edildiğini söyledi. Ancak sanayi sektörünün yüzde 6,1’lik bir büyüme kaydettiğini belirterek, “Yaptığımız araştırmalarda bu büyümenin itici gücünün savunma sanayii olduğunu tespit ettik. Geleneksel sektörler güç kaybederken yüksek teknoloji üretim yapan sektörler öne çıkıyor. Bu noktada KOBİ’lerimizin dijitalleşme, yapay zekâ ve robotik otomasyon gibi alanlardan yararlanarak dönüşüme uyum sağlaması gerekiyor” diye konuştu.
"İthalattan daha fazla ihracat yapmalıyız"
Ardıç, ithalatın son dönemde hızla arttığını, ihracatın ise aynı ölçüde yükselmediğini belirterek, “İthalat artışı büyümeyi daraltıcı bir etki yapacaktır. Çıkış yolu, ihracatta pazar çeşitliliğini artırmak ve yüksek katma değerli üretim yapmaktır” dedi.
"Kamu personeli artışı kontrol edilmeli"
Son 10 yılda Türkiye nüfusunun yüzde 8,8 artarken kamu personeli sayısının yüzde 53,6 yükseldiğine dikkat çeken Ardıç, teknolojik dönüşümün kamu yönetiminde hızlı ve etkin bir şekilde hayata geçirilmesi gerektiğini ifade etti. Eğitim sisteminin de iş gücü ihtiyacına uygun hale getirilmesi gerektiğini kaydeden Ardıç, “Sorun iş gücünün yokluğu değil, beceri uyuşmazlığıdır. Eğitim sistemi öğrencilerin yeteneklerini doğru yönlendirmeli” dedi.

YORUM YAP