Bir Fotoğrafçının Gözünden Kültür, Işık ve Hayat
Üç Kez Vietnam’a Yolculuk:
Fotoğrafçılık, sadece bir kareye ışığı hapsetmek değil, o ışığın içindeki hikâyeyi, duyguyu ve zamanı ölümsüzleştirmektir. Hele ki konu gezi fotoğrafçılığı olduğunda, işin içine bir de merak, keşif, kültür ve sabır girer. Her seyahat, yeni bir dünyanın kapısını aralar. Bu dünyanın içine yalnızca biletle değil, bakışla girilir. İşte benim için Vietnam da tam olarak böyle bir ülke oldu. Üç kez gittim; her defasında farklı bir Vietnam gördüm, farklı bir Vietnam çektim.
Fotoğrafçının Gözüyle Vietnam
Vietnam, ilk bakışta yoğun trafiği, motosiklet seli, renkli sokakları ve bitmeyen hareketliliğiyle insanı sersemletir. Ama bir fotoğrafçının gözü bu kaosun içinde ritim bulur. Hanoi’nin dar sokaklarındaki sabah telaşında, Ho Chi Minh City’nin gökdelenleriyle yarışan elektrik kablolarında, Mekong Deltası’ndaki sakin balıkçı teknelerinde bambaşka bir görsel armoni vardır.
Fotoğrafçılıkta “ışığın peşinden gitmek” diye bir söz vardır; Vietnam’da bu söz tam anlamını bulur. Güneşin doğuşuyla pirinç tarlaları üzerinde oluşan sis, balık ağlarını onaran kadınların yüzlerine düşen yumuşak ışık, akşam pazarındaki neon yansımaları… Her şey fotoğrafçıyı çağırır.
Gezilerde Fotoğraf Çekmenin Püf Noktaları
Gezi fotoğrafçılığı bir tür sabır ve öngörü işidir. İlk kural, erken kalkmak. Gün doğumuyla birlikte hem ışık hem atmosfer en doğal halindedir. İkinci kural, yerel halkla iletişim kurmak. Gülümsemek evrenseldir. Vietnam halkı sıcakkanlı, misafirperver ve meraklıdır. Fotoğraf çekmek istediğinizde çoğu kişi sizi içtenlikle kabul eder; hatta bazen bir çay ikramı eşliğinde küçük bir sohbet bile başlar.
Bir diğer önemli detay, gereksiz ekipman yükünden kaçınmak. Sokaklarda gezerken hareket kabiliyeti çok önemlidir. Hafif bir makine, sabit odaklı bir lens (örneğin 35mm veya 50mm) hem pratik hem de gözlemi derinleştirir. Ayrıca, her kareyi çekmek yerine, hikâye anlatan kareleri seçmek gerekir. Bazen tek bir yüz, bütün bir ülkenin hikâyesini anlatır.
Yeme-İçme ve Kültürel Duraklar
Vietnam mutfağı fotoğrafçılar için ayrı bir sahne gibidir. Sokak tezgâhlarından yükselen buhar, taze otların rengi, wok tavasının çıkardığı ses… Hepsi birer kareye dönüşmeyi bekler.
Pho (pirinç erişteli çorba), Bánh mì (sandviç) ve taze spring roll’lar yalnızca mideye değil, fotoğrafa da renk katar. Hanoi’deki eski mahallelerde sabah kahvaltısında yerel halkla birlikte “egg coffee” içmek, bir tür ritüeldir.
Konaklama konusunda, lüks otellerden çok butik pansiyonlar veya homestay seçenekleri tavsiye ederim. Hem yerel yaşamı daha yakından tanırsınız hem de fotoğraf açısından zengin bir hikâye ortamı yakalarsınız.
Gezilmesi Gereken Noktalar
Vietnam, kuzeyden güneye uzanan coğrafyasıyla inanılmaz bir çeşitliliğe sahiptir.
- Hanoi: Kolonyal mimarinin ve yerel pazarların birleştiği şehir.
- Halong Bay: Sisler içindeki kireçtaşı adalarıyla bir doğa mucizesi.
- Hoi An: Renkli fenerleriyle geceleri bir masala dönüşen tarihî kasaba.
- Hue: Eski imparatorluk başkenti; tapınaklarıyla geçmişin izlerini taşır.
- Mekong Deltası: Su üstü yaşamın nabzı burada atar.
Her biri ayrı bir atmosfer, ayrı bir hikâye demektir.
İlginç Anlar ve Kültürel Yansımalar
Vietnam’da her köşe başında insanı gülümseten, şaşırtan bir an vardır. Bir motosikletin üzerinde taşınan devasa yükler, tarlada çalışırken şarkı söyleyen köylüler, tapınak önünde meditasyon yapan gençler… Bu sahneler, yalnızca bir “an” değildir; ülkenin hayata bakışını yansıtır.
Vietnam halkı, zorluklarla yoğrulmuş ama umutla yaşayan bir topluluktur. Tarihlerinde savaşın izleri vardır ama yüzlerinde daima sıcak bir tebessüm. Onlar için hayat, akıp giden bir nehir gibidir: Bazen sakin, bazen dalgalı ama her zaman ileride.
Her Yolculukta Yeni Bir Vietnam
Üç kez gittiğim Vietnam’da her defasında başka bir yüzünü gördüm. İlkinde şaşırdım, ikincisinde anlamaya çalıştım, üçüncüsünde hissettim. Her dönüşümde gigabaytlarca fotoğraf arşiviyle ama daha da önemlisi binlerce anıyla döndüm.
Bir ülkeye üç kere gitmek, aslında o ülkenin insanına ve ruhuna saygı duymaktır. Her kare, bir teşekkür gibidir.
Vietnam bana şunu öğretti: Fotoğraf, bir ülkenin yüzü değil; ruhudur.
Ve o ruhu görmek için yalnızca bakmak değil, kalple görmek gerekir.
Murat BERKYÜREK
Gazete Ankara Dijital Haber Portalı | Köşe Yazarı
mberkyurek@gazeteankara.com.tr
YORUM YAP