Endüstri 4.0 ve Mühendislik Yetkinliği: Dijital Çağın İnsan Kaynağını Yeniden Tanımlamak
Endüstri 4.0 yalnızca makinelerin değil, mühendisliğin insanla yeniden tanımlandığı bir çağdır; bilgi artık veriden, yetkinlik ise deneyimden öte bir anlam taşır — çünkü geleceği inşa edecek olan teknoloji değil, o teknolojiyi anlayan ve dönüştürebilen insandır.
Bugün sanayi, yalnızca üretim biçimlerini değil, düşünme biçimlerini de dönüştürüyor.
Sensörlerin, algoritmaların ve verinin yön verdiği bu yeni dünyada asıl mesele teknolojiyi geliştirmek değil; teknolojiyi anlayacak, yorumlayacak ve insan odaklı biçimde yönetecek bir mühendislik kültürü inşa edebilmektir.
Bu kültür, yalnızca bilgiye değil; yetkinliğe, beceriye ve vizyona dayanan çok katmanlı bir öğrenme yapısı gerektiriyor.
İşte bu nedenle, çağın gerektirdiği dönüşüm artık sadece makinelerde değil, mühendislik eğitiminin özünde başlamalıdır.
I. Devrimin Adı Değil, Yönü Önemli: Endüstri 4.0 ve İnsan
Endüstri 4.0, yalnızca bir teknolojik çağın adı değil; insan, makine ve bilgi arasındaki ilişkinin yeniden tanımlandığı bir dönemin simgesidir.
Robotik otomasyon, yapay zekâ, sensör teknolojileri, veri analitiği ve siber-fiziksel sistemler artık mühendislik disiplinlerinin merkezinde yer alıyor. Ancak bu dönüşüm, yalnızca donanım ve yazılım yatırımıyla değil, insan yetkinliğini yeniden inşa etme becerisiyle anlam kazanıyor.
Mississippi State University’de yapılan “Labor Skills in the Maintenance Department for Industry 4.0” başlıklı çalışma, bu gerçeği bilimsel verilerle ortaya koyuyor:
Küresel sanayi işletmelerinde bakım departmanları artık yalnızca ekipman değil, dijital veri, ağ güvenliği ve makine zekâsı yönetiyor.
Ne var ki katılımcıların dijital farkındalık düzeyi yalnızca 3,26/5. Yani teknoloji hızla ilerlerken, insan becerisi aynı hızla gelişmiyor.
II. Bilgi Yetmez, Yetkinlik Gerek
Bugün mühendislik eğitiminde karşı karşıya olduğumuz temel sorun, bilgi üretimi ile beceri kazanımı arasındaki kopukluk.
Birçok mühendislik programı hâlâ klasik üretim süreçlerine odaklı; oysa sanayi artık dijital hatlar üzerinde ilerliyor.
Bu nedenle yalnızca teorik bilgiyle mezun olan mühendis, üretim sahasında sistemin ancak yarısını anlayabiliyor.
Burada ihtiyaç duyduğumuz şey, bir Mühendislik Yetkinlik Geliştirme Programıdır.
Bu program, lisans ve lisansüstü düzeyde kredili veya sertifikalı biçimde uygulanabilir hem akademik derslerle hem de endüstri içi modüllerle entegre olmalıdır.
Amaç, her mühendisin mezuniyet sonrası da yaşam boyu öğrenme disiplini içinde kalmasını sağlayacak sürdürülebilir bir yetkinlik modelidir.
III. Dört Katmanlı Yeni Model:
“Mesleki ve Teknik Yetenek ve Yetkinlik Geliştirme Programı”
Bu vizyonu hayata geçirmek için yapı, çok boyutlu kurgulanmalıdır:
1. Temel Akademik Katman:
Üniversitelerde, “Endüstri 4.0 Teknolojileri”, “Bakım 4.0”, “Veri Temelli Mühendislik” gibi seçmeli derslerle temel farkındalık oluşturulmalı.
2. Profesyonel Uygulama Katmanı:
OSB’lerde, Ar-Ge merkezlerinde ve OVEA Akademi benzeri platformlarda, mühendisler için kısa süreli modüler eğitimler düzenlenmeli.
3. Sertifikasyon ve Lisansüstü Katman:
Yüksek lisans programları içinde “Yetkinlik Geliştirme Modülleri” kredili olarak yer almalı. Böylece mühendis hem akademik hem de uygulamalı beceri kazanabilmeli.
4. Sürekli İzleme ve Değerlendirme Katmanı:
Yetkinlik kazanımının etkisi, performans ölçütleri ve sanayi geri bildirimleriyle sürekli izlenmeli.
Bu yapı, yalnızca mühendis yetiştirme sürecini değil, sanayi politikalarını da destekler. Çünkü artık mühendislik sadece üretim değil, dönüşüm yönetimidir.
IV. Türkiye İçin Stratejik Fırsat:
Üniversite-Sanayi-Kamu Üçgeninde Yeni Eşik
Türkiye’nin güçlü mühendislik geleneği, genç nüfusu ve sanayi altyapısı, bu dönüşüm için büyük bir fırsat sunuyor.
Ancak bu potansiyelin kalıcı hale gelmesi, yalnızca üniversitelerin değil, kalkınma ajanslarının, OSB’lerin, KOSGEB’in ve YÖK’ün koordineli çalışmasıyla mümkün olabilir.
YÖK’ün 2030 vizyonunda yer alan “yükseköğretimde dijitalleşme” hedefi, bu programların akademik çerçevesini oluşturabilir.
Aynı şekilde Ankara Sanayi Odası’nın Gazi Üniversitesi Teknoloji Fakültesi ile birlikte, ASO 1. OSB ve benzeri diğer kurumların iş birliğiyle geliştirilecek “Mühendislik Yetkinlik Geliştirme Programı”, Türkiye’nin kendi insan kaynağını uluslararası rekabete hazırlayacak bir model olabilir.
V. Endüstri 4.0’ın En Kritik Alanı: İnsan 5.0
Artık konuşmamız gereken konu sadece “Endüstri 4.0” değil; aynı zamanda “İnsan 5.0”.
Çünkü teknolojinin zekâsı insanın becerisine bağlı.
Marzullo’nun da dediği gibi:
“Makine veriyi üretir ama bilgiyi anlamlandıran insandır.”
Bu nedenle dijital dönüşüm, yalnızca yazılım güncellemesi değil, insan kapasitesi güncellemesidir.
Her mühendis, yalnızca mesleğini değil; aynı zamanda geleceğin üretim felsefesini öğrenmelidir.
VI. Sonuç: Eğitimde Yeniden Yapılanma Kaçınılmaz
Geleceğin mühendisini yetiştirmek, bugünün üniversite sınıflarında değil, fabrika verisinde, sensör okumasında, enerji izleme sistemlerinde gerçekleşecek.
Bu nedenle mühendislik eğitimi, sanayi 4.0 laboratuvarlarının ötesine geçip yetkinlik temelli bir model haline gelmelidir.
Bu dönüşümün başarısı, ancak disiplinler arası bir anlayışla mümkün olabilir.
Teknoloji üretmek için insan yetiştirmek, insana yatırım yapmadan mümkün değildir.
Kaynak: Tomas Marzullo, Labor Skills in the Maintenance Department for Industry 4.0, Mississippi State University, Industrial & Systems Engineering Dept., 2018.
Dr. Oğuz Poyrazoğlu
Gazi Üniversitesi Öğr. Üyesi – Köşe Yazarı
E-posta: opoyrazoglu@gazeteankara.com.tr
WhatsApp Haber Hattı: +90 531 512 62 32
Gazete Ankara Dijital Haber Portalı – Kurucu ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
YORUM YAP