HABERLER

G[A]
31 Ekim 2025 21:05 | Son Güncelleme: 08 Kasım 2025 20:30

Enerji Teknolojilerinde Yenilik Politikası: Bilimsel Veriye Dayalı Bir Dönüşüm Başlıyor

Harvard Üniversitesi’nin yayımladığı doktora çalışması, küresel iklim değişikliğiyle mücadelede enerji inovasyon sistemlerinin geleceğini yeniden tanımlıyor. Çalışma, enerji Ar-Ge’sinin verimliliğini artırmak için geliştirilen bilimsel modellerin hem kamu politikalarına hem de özel sektör stratejilerine yön vereceğini ortaya koyuyor. 

Küresel Enerji İnovasyonunda Yeni Paradigma

Harvard Üniversitesi’nden Dr. Gabriel Angelo Sherak Chan tarafından hazırlanan “Essays on Energy Technology Innovation Policy” adlı doktora tezi, enerji teknolojilerinde yenilik politikalarının nasıl daha etkili hale getirilebileceğini kapsamlı biçimde inceliyor.
Tez, enerji depolama, güneş fotovoltaik sistemleri, biyoyakıtlar, nükleer enerji ve fossil enerji gibi alanlarda kamu Ar-Ge yatırımlarının optimizasyonuna yönelik yeni bir karar destek modeli öneriyor.

Araştırmaya göre, kamu fonlarının etkinliği, yalnızca bütçenin büyüklüğüyle değil, hangi teknolojiye ne ölçüde yatırım yapıldığıyla doğrudan ilişkili. Bu kapsamda geliştirilen model, enerji depolama ve güneş teknolojilerinde yapılan yatırımların ekonomik getirisinin en yüksek olduğunu gösteriyor.

Bilimsel Karar Destek Modeli: Veriye Dayalı Yönetişim

Çalışmada önerilen yöntem, uzman görüşleriyle parametrik modelleme yaklaşımını birleştiriyor. Bu model sayesinde, enerji teknolojilerindeki belirsizlikler bilimsel olarak hesaplanabiliyor; farklı yatırım senaryolarının iklimsel, ekonomik ve teknolojik etkileri öngörülebiliyor.

ABD Enerji Bakanlığı’nın (DOE) mevcut uygulamalarını da analiz eden Chan, kamu Ar-Ge süreçlerinin “daha saydam, uyarlanabilir ve ölçülebilir” hale getirilmesi gerektiğini vurguluyor. Teze göre, mevcut sistemler teknolojiler arası etkileşimi yeterince dikkate almıyor; bu da kamu kaynaklarının dağınık ve verimsiz kullanılmasına neden oluyor.

Uluslararası Etki: Çin Rüzgâr Enerjisi Örneği

Tezin üçüncü bölümünde, Çin’de rüzgâr enerjisi yatırımları inceleniyor. Kyoto Protokolü’nün Temiz Kalkınma Mekanizması (CDM) çerçevesinde finanse edilen projeler analiz edildiğinde, bu yatırımların çevresel katkısının beklenenden düşük olduğu görülüyor.
Çalışma, uluslararası iklim finansmanı politikalarının “ilave değer” üretme kapasitesinin sınırlı kaldığını; birçok projenin, teşvik olmasa da zaten gerçekleştirileceğini ortaya koyuyor.

Bu bulgu, gelişmekte olan ülkelerdeki iklim finansmanı projelerinin yeniden tasarlanması gerektiğine işaret ediyor.

Türkiye İçin Mesaj: Veriye Dayalı Ar-Ge Politikaları Şart

Bu kapsamlı araştırma, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için de önemli dersler içeriyor.
Enerji dönüşümünde teknoloji seçimi, kamu fonlarının dağıtımı ve özel sektörün dahil edilmesi süreçleri, yalnızca politik değil aynı zamanda bilimsel kararlara dayanmalı.

Türkiye’deki enerji Ar-Ge programlarının, Chan’in önerdiği türden uzman görüşü tabanlı çok değişkenli modellerle desteklenmesi, 2053 net sıfır karbon hedefi açısından stratejik önem taşıyor.

Sonuç: Bilim, Teknoloji ve Politika Ekseninde Yeni Bir Çağ

Chan’in çalışması, “Enerji teknolojilerinde yenilik politikası, sadece bir mühendislik meselesi değil; aynı zamanda kamu politikası, ekonomi ve etik sorumluluk meselesidir” tespitini güçlendiriyor.

Bu yaklaşım, Türkiye’nin yeşil enerji vizyonu, Yerli ve Milli Teknoloji Hamlesi ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın yeşil dönüşüm hedefleri ile de örtüşüyor.
Ulusal düzeyde enerji Ar-Ge yatırımlarının, tıpkı Chan’in modelinde olduğu gibi şeffaf, bütüncül ve esnek biçimde yönetilmesi hem ekonomik hem çevresel sürdürülebilirliğin anahtarı olarak görülüyor.

Kaynak: Gabriel Angelo Sherak Chan, Essays on Energy Technology Innovation Policy, Harvard University, Department of Public Policy, 2015.


 

E-posta: opoyrazoglu@gazeteankara.com.tr
WhatsApp Haber Hattı: +90 531 512 62 32

Dr. Oğuz POYRAZOĞLU

Dr. Oğuz POYRAZOĞLU

Gazete Ankara Dijital Haber Portalı BİLİM/TEKNOLOJİ

YORUM YAP

Yorumu Gönder

YORUMLAR (0)